10 Ekim 2011

Elektro Bisikletler

Bisiklet firmaları elektro piyasasındaki canlanmanın keyfini çıkarıyor.

Bisiklet üreticileri bir mega-trend umuyorlar: Yüzbinlerce Alman E-Bisiklet’e geçecek ve böylece satışlar iyice yükselecek. Bir otomobil markası bile bu uzmanlık alanına giriyor. Akıllı telefonların, cep telefonu endüstrisinde yaptığı devrimin benzerini, elektrikli şeytan arabalarının yapması bekleniyor.

Keyifler yerinde. Friedrichshafen’daki dünya çapındaki bisiklet fuarı Eurobike’da neredeyse sadece mutlu yüzler görülüyor. Şeytan arabası ticareti vızır vızır. Bunun başlıca nedeni ise mega-trend olan elektro bisikletler.

Giderek daha fazla Alman, yarı şeytan arabası, yarı elektro mopet olan bu ilginç hibrid araçları, arabaya cazip bir alternatif olarak görüyor. Haksız da değiller: Benzin fiyatları yükseliyor, trafik sıkışıklığından dert yanan şehirlerde park sorunu artıyor, yanı sıra çevre bilinci güçleniyor. Tüm bunlar E-Bisiklet’e geçişe bir neden.

Bisiklet, kısa mesafeler için en hızlı ve en rahat ulaşım aracı. Akü ve e-motor yardımıyla, 15 km’ye varan uzaklıklara gidebilir, terlemeden ofise varabilirsiniz.

Geçtiğimiz yıllara oranla bisiklet satışlarında düşüş yaşandı. Almanlar, 2009’da bir bisiklete ortalama 446 avro öderken, bu rakam 2010’da yükseldi ve 460 avro oldu. Ancak, elektro bisikletler hariç tutulduğunda ortalama fiyat sadece 370 avroya geliyor.

Kısacası, elektro velespitler sektör için bir nimet...

Pahalı ve kendine has gereçler, doymuş bir pazara yeni cirolar kazandırır. Bu olgu iyi bilinir. Son yıllarda cep telefonu sektörü akıllı telefonlar sayesinde benzer bir canlanma yaşadı. Üreticilerin bazısı çeyrek yılda %100’lük artışlar gördü.

Hızla yükselen ticari satışlar

E-Bisiklet satış rakamları hızla yükseliyor. 2011 için İkiteker Endüstri Birliği (ZIV), Almanya genelinde 300 bin adetlik bir satış öngörüyor; 2010’a göre bu %50’lik bir artış. Artışın bununla da kalmayacağı düşünülüyor. ZIV yöneticisi S. Neuberger, orta vadede %10 - 15’lik bir artışın gerçekçi olduğunu ifade ediyor. Bu da 400 - 600 bin adet elektro velespitin satışı demek.

Göstergeler iyiye işaret, pazardaki hareketlilik daha birkaç yıl süreceğe benzer. E-Bisiklet’lerle değişik hedef grupları ilgileniyor: Ortayaş üstü 15 ve daha uzun kilometreleri aşıp eşleriyle birlikte dağlık bölgelere bisiklet turları yapabiliyor. Çılgınca bayır aşağı gidenlerse, kendilerini akü yardımıyla yamaç başlarına taşıyabilmekte.

Şu sıralarda pazara tek bir model hakim: satılan E-Bisiklet’lerin %95’i “pedelec” denilen, sürücüsü pedalları çevirdiğinde destek veren elektro motorlu velespitler. Motor, yalnızca 25 km’ye kadar hızlarda devrede. Bu nedenle “pedelec”ler normal bisiklet gibi kabul ediliyor, kask ve sigorta zorunluluğu yok.

90’ların başındaki dağ bisikletleri gibi, E-Bisiklet’ler de sektöre yeni bir ivme kazandırmakta. Modern vitesler, disk frenler, rahat amortisörler, tüm bunları -endüstri başta olmak üzere- dağ bisikletlerine borçlular. Dağ bisikletlerine olan merak geçtiğinde, müşterileri harekete geçirmek için yeni fikirlere gereksinim duyulmuştu.


Bu ulaşım aracının artık yeni nesilleri geliştiriliyor. Önümüzdeki zamanda pek çok yeni model piyasaya çıkacak. İnternet bağlantılı, büyük şehir sürücülerine en uygun rotayı sunan bir bisiklet olan “e-Jolopy” buna güncel bir örnek.

Otomobil üreticisi Smart’ın da E-Bisiklet pazarına girmesine pek şaşmamalı. Eurobike’da, Smart ilk “pedelec” modelini sundu. 2012’de pazara çıkacak bu bisikleti almak için, meraklısı 2900 avroyu gözden çıkarmak zorunda. En ucuz Smart’ın 10 bin avro ettiğini düşünürsek bu “pedelec” pek ucuz sayılmaz.
Smart’ın E-Bisiklet’i: Almanlar bisiklet için gittikçe daha fazla para ödüyor. Bunun nedeni, E- Bisiklet’lerin yüksek fiyatlı olmaları. Smart canlanan bu pazarın bir parçası olmak istiyor şimdi.
Tayvan’dan yeni katlanır bisiklet: David Hon bir zamanlar Dahon-Bisikleti icat etmişti, şimdi ise oğlu Joshua Hon kendi markasıyla pazara girdi. Bu modelin adı Tern. Tasarımda Dahon mirasını fark etmemek mümkün değil. Tern’in anlamı kıyı kırlangıcı. Bu isim blinçli koyulmuş olmalı: Kırlangıçlar sadece 100 gr ağırlığında, yılda 10 binlerce kilometre yol alıyor ve 30 yıl yaşayabiliyorlar. En uygun Tern bisikleti 500 avro, resimdeki üst sınıf model Verge X20’yi ise 2500 avroya alabilirsiniz.

Pedalcılar için stop lambası: 2010 yılında Eurobike fuarında Busch&Müller firması velespitler için gündüz sürüş ışığını sunmuştu. Ona bu yıl fren ışığı eklendi. BrakeTec olarak adlandırılan bu arka far, hız düştükçe daha parlak yanıyor. Bu, arka fara yerleştirilmiş bir işlemcinin göbekteki dinamonun sinyallerini değerlendirmesiyle gerçekleşiyor. Ekimden itibaren Toplight Line Plus ismi altında satışa sunulacak.

Bavyera’da Hollanda patlaması: FC Bayern için Hollandalı önemli goller atarken, Frankonya’dan yeni bir Hollanda bisikleti geliyor. Eurobike Friedrichshafen fuarında Schweinfurt’lu Winora firması Flair adındaki modeli sundu. Klasik çelik kadro, 3 vites, pedaldan fren, kapalı zincir muhafazası ve gövdeye entegre kilit. Buna eski FC Bayern’in Hollandalı antrenörü Louis van Gaal, nam-ı diğer Lale Generali’in bile itirazı olamazdı. Flair 147’nin fiyatı 500 avro, kar beyazı, mayıs yeşili ve lav kırmızısı renklerinde.

Gayet renkli: Yeni bisiklet markası Urbike temmuzda Münih’teki Bikeexpo fuarında prömiyerini kutladı. Münihli üretici, müşterilerine kadro, çatal, jant, pedal ve aynakol rengini seçme şansı veriyor. Tek renk, çift renk veya tamamen renkli – tek vites bisikletinin nasıl görüneceğine, alıcı karar veriyor. Web sayfası urbike.de’de tercihler sayfasında bisikletin nasıl görüneceği gösterilmekte. Kadro 3 boy, fiyatı 400 avro.

Yeşil lütfen! Selle Royal yeni serisi Becoz ile farklı yollara giriyor. Üretimde daha az fosil yakıt, buna karşılık daha kalıcı hammadde kullanılmakta. Seleler patenti alınmış Korkgel: biyolojik poliüretanın mantarla karışımı. Selle Royal, Becoz modelini 8 farklı versiyonda sunuyor, kadın ve erkeklere 4’er model. Fiyat: 50 avro.

Hesaplı yatık bisiklet: HP Velotech fuarda Gekko modelini tanıttı: katlanır yatık bisiklet. İlk bakışta Gekko fx’e benzese de, Gekko, katlanma eklemine gerek duymayan yeni bir sökme-takma sistemine sahip.

Katlama işlemi fx’e göre daha uzun sürse de, acemiler bile tek hamlede bunu başarıyor. Eurobike ödülü alacak olan Gekko, 15 kg ağırlığında. Fiyat: 1900 avro. Elektro bisiklet seçeneği ise 3400 avro.

Tur bisikleti XXL: 29” tekerlere dağ bisikletlerinde daha sıkça rastlanıyor. Artık Tout Terrain ve Koga tarafından 29’luk tur bisikletleri üretiliyor. Bu modeller daha fazla sürüş sessizliği sunarken, bozuk yüzeylerin üzerinden daha iyi geçiyor, gevşek zeminde açıkça daha kolay sürülüyor. Jant çevresi 28 inç, ancak havaleli lastiklerle tekerler 29 inç gelmekte. Koga WorldTraveller, Magura HS 11 hidrolik frenler, Shimano SLX 27 vites ve arka tekerde 40 ad jant teliyle donatılmış. Fiyat: 2000 avro.

Lütfen binin: Carlos Labrana 2010 yılına kadar Alman bisiklet piyasası için Danimarka 3 teker aile bisikleti Nihola’yı Berlin’de üretti. Eurobike’da kendi tasarımı olan Carryo modelini tanıttı. En çok göze çarpan yenilik, rahat biniş sağlayan, kapağı tamamen yukarıya kalkan kabin. Bu üçtekerin Berlin’de üretileceği ve şubat 2012’den itibaren temin edilebileceği söyleniyor. Fiyat: 2300 avro. Pedelec versiyonu da planlanmış.

Yol bisikleti için süper hafif akülü lamba: Alman üretici Owleye, Highlux 40 modeli ile trafik çıkış izinli en küçük ve en hafif bisiklet farının müjdesini verdi. Far 7 cm uzunluğunda, 58 gr ağırlığında ve 40 lüks’lük aydınlatma gücüne sahip. Ancak yalnızca ağırlığı 11 kg’a kadar olan yol bisikletlerinde kullanılabilme izni var. Geliştirilmiş lityum-polimer-akü, yüksek enerji yoğunluğuna bağlı olarak uzun kullanım garantisi veriyor.

Kaynakça: SpiegelOnline