2 Haziran 2015

[bisikletle]Türkiye: Trakya / “Fikret Albay’ın İzinden” (Uzunköprü-İpsala)

12 Mayıs 2015, Salı / Uzunköprü – İpsala (7. gün)

Gece Tv’ye bakarak geçti. Uydu vardı. Ne kadar çok kanal varmış meğerse. Çoğu müzik. Kayda değer de bir şey yoktu.

9’a doğru öğretmen evinin kapısından çıktım. Ancak GoPro’nun kumandasının şarjının olmadığını fark etmem beni yarım saat daha beklememi gerektirdi. Akşam şarja koymuştum ama Garmin’in şarjına bağlamıştım. Boşaltmış tamamını. Böylecene öğrenmiş oldum. Öğretmen evinin önünde tekniker beyle sohbetteyiz. Haliyle konu gene seçimlere-iktidara geliyor.

Uzunköprü gerçekten de uzun. 174 kemer üzerine kurulu, git git bitmiyor. Köprü kısmına gelmek başlı başına bir mesafe. Yol harika. İpsala 60+ km’lik bir yolda. 8 km uzaklıktaki Çiftlikköy’e kadar yol dümdüz. Şahane gidiyorum. Güzel bir başlangıç. Sonrasında ama çıkışlar başlıyor. Yatık S durumları. Fazla araç geçmiyor. Bazı bölümler yenilenmiş. Yani eski yol terk edilmiş yenisi döşenmiş. Yakupbey köyü yol dışında. Hemen arkasından bir tırmanış ve sonrasında Kavaklı. Önceki  gelişimizde burada mola vermiştik. Gene durup bir şeyler atıştırmak istiyorum.

Merhabalar. Hoş geldiniz. Nereden? İstanbul. Neresinden? Ümraniye. Geçenlerde sizin belediye başkanı buradaydı. Öyle mi, ne işi vardı ki? Bir şeyler getirdi, yardım etti köye. Hoppala. Ümraniye nire Kavaklı nire? Garibime gidiyor. Bu işte bir bit var herhalde.

Muhabbet sürüyor. Bir yandan da atıştırıyorum. Haliyle konu seçimlere-siyasete geliyor. Evet, anlaşılıyor ki bu köy AKP’li. Şimdi Ümraniyelinin geliş nedeni belli oluyor. Taaa nerden nereye destek. Köylü halinden pek memnun. Güllük gülistanlık onlara göre. Ben de tatlı dille olmadığını anlatmaya çalışıyorum. Kimseyi kızdırmadan. Neyse ki anlayışlılar. Israrcı değiller. 8 haziranda tekrar araşacağız. Bakalım kim haklı çıkacak :))

Siyaseti bırakıp, havadan sudan, tarım sigortasından devam ediyoruz. Tarlalar sigortalanıyormuş. Yani mahsul. %50’sini sigortanın devlet karşılıyormuş. Maksimum %80 hasar alabiliyorlarmış. Çok iyi.

Bu muhabbete çaylar ikram. Vedalaşıp yola devam ediyorum. Kavaklı’dan sonra inişler-çıkışlar hafifliyor, daha fazla düz bir yol. Meriç az ötede. 5 km sonra geliyor. Ziraatbank güvenlik sorumlusuna bir selam vereyim istedim ama Edirne’ye tayin olmuş. O halde durma devam et. Yollar kazılmış, dolandırıyorlar.

Meriç sonrası 2 km’lik bir çıkış var, %10’luk. Neyse ki rüzgar arkadan esiyor. Çingeneler diğer adıyla Romanlar at arabaları ile önümdeler. Geriden gelen traktöre tutunsam mı? Ne de güzel olur beni çıkarıverse.

Subaşı geçiliyor, Küplü’de mola. Girişteki benzincide arka lastiğe hava bastırıyorum. 62’ye düşmüş. Fırından alınan ekmek ile kahvede fırıncı ile sohbet. Elbette siyaset - seçim ve hayat standardı. Pomak’ız bizler diyor. Halen dilini de konuşuyorlar. Hayat pahalılığından şikayetçi. Ödeyemediği bir devlet borcu nedeniyle banka hesapları bloke olmuş. Dert yanıyor Hüseyin bey. 13.40, buradan ayrılıyorum. 40 km tutmuş Uzunköprü’den yol. Hava biraz bulutlandı, kapandı, serinledi, daha iyi oldu.

Adasarhanlı girişinde yön sorarken turist muamelesi sonrası başlayan sohbete vatandaş Hollanda’da şoförlük yapmış, İstanbul’da halk otobüsü kullanmış, pek çok şey yaşadığını anlatıyor. İnsanımız aslında çok keyifli. Sohbet etmeyi, tanışmayı merak ediyor. Ben de zaten bunu bildiğimden hemen konuya girip meraklarını dindiriyorum. (13.55)

Askeri karakoldan izin alıyorum, sedde üzerinden gitmek için. İlk başta olmaz der gibiydi, sonra durumu anlatınca tamam dedi komutan. Tam bu sırada bir telaşla havada bir şeyler gösteriyorlar, telefonlara sarılmalar, orayı ara, buraya haber ver falan derken merak ediyorum. Baktım uzakta havada bir uçak. Düşman geliyordu! Yat aşa... :))

Sedde yolu bir harika. Hem kısaltıyor 10 km kadar, ama dahası etraf çok güzel, geçen çok az araç oluyor. Yol toprak ama. Sağımdaki leylek sürüsü havalandı. Bir tur atıyorlar önümden ve gene tarlaya konuyorlar. Traktörler sağda solda çalışmakta. Tarlaların bazıları tamamen su altında. Bu bölge su taşkınlarından ciddi derecede etkileniyor. Kuvvetli yağışlar olduğunda nehirlerin suları bu bölgeyi tamamen su altında bırakabiliyor. Rüzgar kuvvetli esmekte, güney batıdan. Bayağı kuvvetli ama. Kabak gibi açıktasın etkileniyorsun. İlk kuleye geldim. Bildirilmemiş geçişim. 2 asker karşımda, DUR! Telsizle merkeze soruluyor. Heyecanla bekliyorum sonucu. Neticede emir kulu bunlar, yassah da diyebilir. Neyse sonunda geçmeme müsaade ediliyor. Aslında bu yol İpsala’ya kadar gidiyor da izin yok. Kaçak geçişler oluyormuş. Ben Sarıcaali’den ayrılıyor (15.10 / 56,9 km), otoyola bağlanıyorum. Şimdi rüzgar karşımdan esmekte. Şu küçük rampayı da çıkınca artık İpsala önümde sayılır. Yol dümdüz giriyor ilçeye (15.45).

Bankadan para çekerken okul çocukları pek bir ilgili bisiklete. Biraz sohbet ediyoruz. Susamışım, soda ve aromalı içeceklerden birer alıp bakkalın önünde dinleniyor ve etrafı kesiyorum. Burada da bir kanalizasyon çalışması nedeniyle ortalık dağılmış, çamur olmuş yolar. DSİ ilçe dışında, Dörtyol Mevkii denilen yerde. Zaten çok küçük bir yer İpsala. Aslında sınırda, daha gelişmiş olabilirdi.

I. Murat’ın kumandanlarından Evranos Bey tarafından 1356 yılında alınmış olan İpsala İlçesi’nin Osmanlı tarihinde önemli bir yeri vardır. O tarihte çayır olan bugünkü çeltik ekili sahalarda Osmanlı Ordusu’na at yetiştirilirdi. İyi cins kısrak sürüleri, azgın aygırları yanlarında bu otlar üzerinde yaz kış dolaşırdı. Binilecek çağa gelen taylar bu çayırlarda kementlerle tutulur, Edirne’ye götürülür, donatılır, eğitime tabi tutulurdu. Osmanlı Ordusu’na giren İpsala tayları, Türk Akıncılarını zafer yollarına taşır dururdu. İpsala yüzyıllarca Osmanlı Süvari Ordusu’na at yetiştirilen bir kaynak olmuştur.
Kayak Vikipedi

DSİ’ye girmeden önce karşısındaki Tuğra Restoran’a (T. Petrolleri içinde) uğrayıp yemek durumunu bir öğreneyim. Bana göre her şey. 4 kap 8-TL :))

Cep telefonunun bozulmasının sıkıntısını görüyorum. Önceden arayıp yer ayırtmadığımdan “yer yok”  lafı karşısında çaresiz kalıyorum. Artık kanepede uyurum, veya engelli odası varmış falan derken 111 no’lu odanın çıkış kaydı unutulmuş, boş olduğu bilinmiyor. Aman ne güzel. Hemen odaya yerleşiyorum. Kattaki çamaşırhanenin kapı aralığından içerdeki hanıma empati yaparak kısa programda eşyalarımı yıkatıyorum. Yani 7 gündür giyiyordum. Akşamları havalandırıyorum gerçi ama artık zamanı geçmişti.  Kısa kollu almıştım, fakat güneşten korunmak için uzun kollu daha iyi geldi.

Yarım saat sonra mis gibi yıkanmış çamaşırlarımı ipe kurumak için seriyorum. Duşumu da aldığımdan artık karşı lokantaya gidebilirim.

Son gelişimizde tanıştığımız Hasan bey ve eşi Mediha hanımı soruyorum. Gelinleri var, şaşırıyorlar bu duruma, yani bu bisikletçi nereden tanıyor bizimkileri?! Mercimekli bulgur+türlü+yoğurt+salata+kahve=10-TL. Hasan beyle de sohbet, tavuk kümesini gezme ve haberleri izlemece. Cumhurun eski başının cenaze töreni, yenisinin dayanılmaz durumu... :((

DSİ’ye gitmeden benzinciden bilumum içeceklerden alıyorum. İstanbul’da hiç içmediğim Nescafe Pres, soğuk kahve, Lipton İce Tea... Hepsi kafeinli. Zindelik versin bakalım. Yani ne desek?





















Uzunköprü – İpsala
Uzunköprü-Çalıköy-Karahamza-Kavaklı-Meriç-Subaşı-Adasarhanlı-Sedde-Sarıcaali-İpsala

Garmin yol bilgileri Uzunköprü–İpsala

Tur tarihi: 12 Mayıs 2015
Kat edilen mesafe: 67,29 km.
Ortalama hız: 15,1 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 4 sa. 27 dk., dışarıda geçen süre 7 sa. 2 dk. 
En yüksek sıcaklık 38 ˚C, en düşük 20 ˚C, ortalama 31,3 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 365 m, kaybı (iniş) 390 m.

Tur bilgisi: Uzunköprü-Çiftlikköy arası yol düz sonrasında rampalar başlıyor. Köylerde kahve-bakkal var, köy dışlarında yok.

Sedde üzerinden gitmek için Adasarhanlı’daki askeri karakoldan izin almak gerek. Sarıcaali’den sonra devam etmeyeceğinizi açıkça belirtin. Sonrası zaten gümrük sahası, girilmez.

İpsala’da DSİ var. Önceden telefonla iletişime geçmekte yarar var. DSİ karşısında lokanta var, benzincide. DSİ’de şansınız varsa çamaşır yıkatabilirsiniz. Bisikleti önce balkona koymak istediler ancak ısrar üzerine içeriye aldılar.

Öğretmen Evi’nden ayrılış, Uzunköprü























Çingeneler Zamanı, Adasarhanlı


















































Sedde, Sarıcaali




































İpsala


































8. gün (devamı) İpsala-Enez - 6. gün (öncesi) Edirne-Uzunköprü





bisikletle]Türkiye: Trakya / “Fikret Albay’ın İzinden”