15 Nisan 2015

İznik – Zeytin Ağacı

Üçlememizin 2nci ayağı İznik. Serhan bir rota önerdi, Mudanya’dan başlayarak. Makul ve güzel. Değerlendirmemiz kuzeyden mi güneyden mi dönsün üzerine. Tabii rasyonel bakarsak güneyden dönmek daha doğru gözüküyor. Diğeri fazladan 5 km.

rasyonel: sıfat, Fransızca rationel. Akla uygun, aklın kurallarına dayanan, ölçülü, ussal, hesaplı “Rasyonel bir çalışma.” (Kaynak TDK)

Bir de gölü soluna aldığında daha fazla temaşa edebiliyorsun. Güney yolu kuzeyden daha keyifli. Göle daha yakın seyrediyor.

Turu planladık. Mudanya’ya BUDO ile ulaşıp oradan pedalla İznik ve ertesi gün de Yalova üzerinden Pendik’e İDO’yla geri geleceğiz. Gidiş 85, dönüş 80 km gibi gözükmekte. Konaklama çadırlı, olmayan otelde.

11 Nisan Cumartesi, sabah 8.30 gemisine biletler alındı, şimdilik 6 kişiyiz. Kabataş’a Kadıköy’den 8 gemisiyle geçmek üzere iskeleye geldiğimizde sisten dolayı seferlerin yapılmadığını duymak 2. şokumuz. Birincisi çadırı unutmamız olmuştu. Nasıl da kafası bazen insanın eksik çalışıyor.

Akıl –klı: isim, Arapça. 1. Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us. 2. Öğüt, salık verilen yol. 3. Düşünce, kanı. 4. ruh bilimi Bellek. (Kaynak TDK)

Ada vapurları çalışırken boğaz seferlerinin iptali herkesi sinirlendiriyor. Halbuki Topkapı Sarayı gözükmekte. Yapılacak bir şey yok. Mudanya gemisini kaçırıyoruz. Karşı kıyıda Serhan, Hasan ve Gültekin binmek üzereler. Biz de bir şeyler düşüneceğiz. Haldun Pendik’ten Yalova’ya geçip Orhangazi’de buluşmayı öneriyor. 9.30 Pendik’e yetişmek için zamanımız da fazla değil. Akla başka bir fikir geliyor; otobüsle Gemlik’e gidip orada buluşmak.

Saat 10’da kalkan otobüs içinde Gemlik yolundayız. 30’ar lira bize, 10’ar lira da velespitlere (muavin kaptı). Üzerine de yanan 22 lira BUDO biletini eklediğimizde şimdilik 62 lirayı bulduk.

3 saatlik otobüs yolculuğu sonunda Gemlik terminalinde gemi yolcularını bekliyoruz. Onlar Mudanya’dan geliyorlar.

Yemek konusunda yaşanan anlaşmazlık geride kalmış 6’lı olarak yoldayız. Fazla gitmeden gelen ilk lokantada bir kayıntı molası. Arkadaşlar etli ekmek siparişi veriyorlar, biz de çorba.

Hava güzel, güneş moral veriyor. Otoyol biraz hareketli. 10 km sonra İznik-Orhangazi sapağı geliyor. Sağdan devam ediyoruz. Deniz seviyesinden yavaş yavaş göl seviyesine (100 m) çıkmaktayız.

Hava tam bisikletlik, ne soğuk ne sıcak. Üstelik de rüzgar arkadan esmekte. Dik rampa yok. Gel keyfim gel durumları. Solumuzda bazı işletmeler, sanayi tesisleri. Sağımızda köyler; Gemiç, Gürle, Yenigürle. Buraları 1000 yıllık yerleşim merkezleri. Gemiç Dağı eteklerinde kurulmuş. Gemiç adı; Bursa ili, Gemlik ilçesi ile beraber anılır. Gemlik bir liman bölgesi olduğundan önceleri Gemilik denmiştir. Köyde ise gemiciler yerleşmiş ve Gemici Köyü denmiştir. Zamanla, Gemilik adı Gemlik olarak, Gemici Köyü ise Gemiç Köyü olarak değişmiştir. (Kaynak Vikipedi)

Bölge zeytin ağacından geçilmiyor. Satış yapan, yağ çıkartan bir düzine işyeri. Türkiye’deki zeytin çeşitlerinden Gemlik için Trilye, Kıvırcık, Kaplık, Kara gibi isimler de kullanılır. Marmara bölgesinin önemli zeytin çeşitlerindendir. Bursa, Tekirdağ, Kocaeli, Kastamonu, İzmir, Manisa, Aydın, İçel, Adana, Antalya ve Adıyaman illerinde yetiştirilmekte olup oldukça geniş bir alana yayılmıştır.

Ülkemizde kamu kurumları ve özel sektör tarafından üretilen zeytin fidanlarının % 80’ne yakını Gemlik zeytin çeşidi fidanlarıdır. Bundan dolayı zeytinciliğin yapıldığı bütün bölgelerde bu çeşide rastlanır. Meyve ve çekirdekleri orta irilikte olup % 29,9 oranında yağ içerir. Siyah sofralık olarak değerlendirilir. Meyveleri yağ bakımından zengin olduğundan sofralık kalite dışındaki taneler yağlık olarak değerlendirilir. (Kaynak Zeytindostu)












Bir 10 km daha gidip gölle buluşma noktası Gölyaka’yı geçip Sölöz yoluna giriyoruz.

Firuzan’ın bisikletinden çıkan sesi 5 kişi bulamıyoruz. Fren pabuçları ayarlanıyor, çamurluk yükseltiliyor, arka göbeğe takılı temizleme halkaları çıkartılıyor, zincir yeniden yağlanıyor... ama ses kesilmiyor.

Sölöz’de dikkat çeken sağda bir konak var. Önünde bir iki kare fotograf alıp devam ediyoruz.

Narlıca’ya gelirken bir tırmanışla 180 metreye çıktık. Narlıca mola noktamız. Çay-ıhlamur 50 krş., sohbet bedava. Hava sıcak, gölgeye kaçma ihtiyacı var.

Artık göle paralel, göl çizgisini takip eden çok keyifli bir yoldayız. İlkin Şifalı Böbrek Suyu’yla karşılaştık. Çeşmede şişelerini dolduran bir araç, yerlerde bolca dökülmüş taşlar. Bizler de ihtiyaç olur diye mataralarımızı dolduruyoruz, Serhan hariç. Daha önce deneyip nahoş tecrübeler yaşadığından uzak duruyor. Bu su en fazla Hasan’a lazım şu sıralar.

Daha sonra Müşküle köyü yol sapağındaki anıt ağaç önünde çektirdiğimiz bir hatıra fotografı. Köy Katırlı Dağları’nın yamacında, yaklaşık 1 km kadar içeride. Tarihinin çok eskilere gittiği yazılmakta. Selçuklu Devleti son hükümdarı Giyasettin Mesut’un oğlu Ahmet Murat Bey tarafından kurulmuş. Bu bölge, İznik Gölü’nün güney yakası, Orhan Bey tarafından, Bursa’nın fethi sırasında hayatını kurtardığından kendisine verilir. Ahmed Murad Bey, ağulunu, eski adı Müşküre, bugünkü adı Müşküle olan yerde kurar. (Kaynak Vikipedi)

Bir de burada yetişen önemli bir ürün var: Müşküle Üzümü. 60’lı yıllarda Avrupa pazarlarına yollanan bu üzüm sonraları hükümetlerin yanlış politikaları, yanlış ilaçlama uygulaması ve gözü dönmüş fırsatçıların kurnazlıkları sonucu pazardaki yerini kaybetmiş. Köylü zeytine ağırlık vermiş ancak üzümün kazancını yakalayamamış. Bugünlerde gene aranır olmuş ve eski değerine kavuşmakta. (Kaynak İznikdefteri)

Ve 12 km daha pedallayıp Yenişehir sapağından İznik’e dönüp göl kıyısından kalacağımız motele gitmekteyiz. Serhan ve Haldun burada konaklayacaklar. Biz de fiyatlara göre. Çamlık Motel, 2008 gelişimde kalmıştım. Göle bakan güzel bir yer. Tek kişi 70, çift kişi 120 TL. Çok fazla bizim için. Zaten bir 124 ulaşıma harcamıştık. Üstüne bu para, mümkün değil. Başka otel arayışına giriyoruz.

İznik adı, şehrin eski adı olan Nikea'dan gelmektedir. Dönemde yaygın bir dönüştürme kuralına göre Rumca adın önüne 'sur içinde' anlamında olan is eki getirilerek isnikea adı Türkçede İznik olmuştur. (Kaynak Vikipedi) Tabii bir diğer önemi ise 325 yılında burada toplanan Birinci İznik Konsili ve alınan kararlar. Kilise önderlerin büyük çoğunluğu Mesih İsa'nın gerçek Tanrı olduğu fikrini pekiştirdiler. Konsilde bu konuda onaylanan İznik İnanç Bildirisi bugüne kadar Katolik, Ortodoks ve Protestan Kiliselerin ortak olarak kabul ettiği metinlerdendir. (Kaynak Vikipedi)


















Alınan kararları ve karar heyetini gösterir bir ikon

Eşsiz ve meşhur İznik Çinilerini de unutmamız lazım. İlk olarak 15. yy’da ortaya çıkmış, 16. yy’da Osmanlı Devletinin güçlenmesiyle en ihtişamlı günlerini yaşamış, 17. yy’da kaybolmaya başlamış ve 18. yy başlarında tamamen yok olmuş. 300 yıl aradan sonra İznik çinileri tekrar üretilmeye başlanmış ve bugün 47 atölyede devam etmekte. (Kaynak Vikipedi)
















British Museum’da bulunan İznik çini tabağı

Yarın, pazar günü Hristiyanların en eski ve en önemli bayramı olan Paskalya kutlanacak. Bu bayramda İsa’nın çarmıha gerildikten sonra 3’üncü günde dirilişi kutlanır. Doğu ve Batı kiliseleri arasında farklılık olmakla beraber Paskalya Bayramı yaklaşık olarak mart sonundan nisan sonuna kadar olan dönem içinde ve çoğunlukla pazar günü kutlanır.

Doğu ve Batı kiliseleri ayrımının geçmişi ise Ortaçağ’a kadar uzanır. Ortaçağ boyunca birbirinin yeminli düşmanı olan ve çekişen İstanbul’daki Doğu Roma-Bizans Patrikliği ile Roma’daki Papalık birbirlerini aforoz ederek 1054’de kesin olarak ayrılırlar. Bu tarihten itibaren Hristiyanlar ikiye bölünüp (Ortodokslar doğu, Katolikler batı olarak) ayrı örgütler kurdular ve birbirleriyle ilişkilerini kestiler. Katolik Kilisesi’nden çıkan Protestan ve Anglikan gibi kiliseler de Batı kavramı içinde değerlendirilir.

İznik bir inşaat alanı olmuş. Yolların asfaltı sökülmüş öyle bekliyor. Yağan yağmur da çamur etmiş, pek bir sevimsiz. Yolda Gültekin’in arka lastik balon yapmıştı. Böyle devam etmesi olanaksız. Onu bisikletçiye götürüyor Hasan. Biz de otellerden fiyat alıyoruz. Aydın Otel 90 TL (kartla 100), Kaynarca Otel 60 TL (kartla 70). 60 daha makul. Oda ahım şahım değil ama 1 gece için idare edilir. Çadırda kalmak üzere gelmiştik zaten. Sahibi Ali beye şu lastik işini halledelim geleceğiz diyorum.

İlk bisikletçi lastiğe 40 lira istiyor, Gültekin dönüşte atacağım lastik için çok, otobüsle dönsem daha ucuz olur diyor. 2. bisikletçide lastik yok. Araya parça koyup İstanbul’a kadar idare et diyor. Gültekin güvenemiyor. Terminale gidiyoruz, sabah 7.45 de tek otobüs var, 30 TL. Niyetleniyor ama sonra Hasan’ın laflarıyla fikir değiştiriyor ve lastiği almaya karar veriyor. CST bulunca da bir onluk daha fazla verip onu taktırıyor. Bu arada Firuzan’ın bisikletinden çıkan sese 2 damla yağ çare oluyor, ses kesiliyor :))

Kayıkhane, Gültekin’i yerleştirip döneceğiz. Göl kenarında çimlik alan. Biraz soğuk olacak herhalde ama temiz hava.

Hasan kaynanasına, biz otele döndük (Kaynarca Otel). Sahibinin oğlu önceden çantaları çıkartmıştı. Koridorlardan, kapılardan geçip 2. kattaki odaya yerleşirken kimliklerimizi yolluyoruz. Sıcak su varmış. Tozu akıtır, civardaki bir lokantada da karnımızı doyurur, sabah için de biraz peynir alırız diye düşünürken odadaki telefon çalıyor. Karşıdaki ses otel sahibi Ali bey: “Maalesef soyadlarınız tutmuyor.” Eeee... “Kalmanız mümkün değil, polis kontrol ediyor.” Yani çıkın diyor. “Ayrı kalalım o zaman.” Olamıyor. Zorlamanın anlamı yok, çıkıyoruz. Adam duruma üzgün görünüyor. Yani insanı böyle sokak ortasında bırakabilecek bir zihniyet. Bu memleket adam olmaz. 2015 ve duruma bakın. 2 yabancı olunca bu kural işlemiyor, TC vatandaşı olunca fuhuş oluyor. Turistik belgeli otelde her şey serbest. Nasıl bir standart izlemekteler ki? Bu otel müşterisinden oldu, diğeri kazanacak.

Serhan’ı arayıp durumu özetliyor ve orada kalmak durumunda olduğumuzu bildiriyorum.














Eşyalarımızı yeni odamıza koyduktan sonra Serhan ve Haldun’un sofrasında yerimizi alıyoruz. Çamlık Motel restoranındayız. Mezeler ve aslan sütüyle sohbete bir müddet sonra Hasan da katılıyor. Motel sahipleri hoş, sempatik 2 kardeş. Zaman zaman yanımıza gelip muhabbete dahil oluyorlar. Bir müddet sonra herkesin pili bitiyor. Gerçi Serhan halen cin gibi.

Yatmadan önce size bir bilmece sorayım. Kimler adını, Roma'da yük taşıyan hayvanların genel adından alır?

a) Veteriner. b) Çoban. c) Jokey. d) Matador.


2. gün, 12 Nisan Pazar

7.30’da kahvaltı sofrasına indiğimize Serhan ve Haldun’u hazır bulduk. Çoktan başlamışlar, sonuna bile gelmişler. Güzel bir gün gözükmekte. Gölün üzeri sakin. Hava daha ısınmamış. Hasan’ın da gelmesiyle 8.30 gibi kayıkhaneye, Gültekin’i alıp devam etmek üzere harekete geçtik. İskelede çekilen bir kaç aile fotosu ve İznik’i geride bıraktık bile.
                              
6 km sonra Çakırca geliyor. Kahvehane daha çayını demlememiş. Hasan’ın rehberliğinde kıyıya bir göz atmaca, iskeleden çevreye bakış ve devam ediyoruz. 11-12 km sonra Boyalıca gelecek, çayımızı orada içeriz diyor.

Yol Orhangazi’ye kadar düz olacak. Boyalıca’da hafif bir tepe var sadece. Ama sonrası Yalova’ya tırmanış. Bu rotanın en önemli çıkışı.

Boyalıca’da çaylar 50 krş., kahve 3 lira. Hafif şeyler atıştırarak dönüşü konuşuyoruz. 15.30 Yalova-Kartal ve Yalova-Yenikapı varmış. 16.30 Yalova-Pendik.

Yol boyunca aklıma iyi şeyleri getiriyorum. İÜ’de yemekhanede vegan mutfağının da olmasını isteyen Yunus Emre Özdiyar’ın başlattığı imza kampanyası başarılı olmuş ve rektörlük vegan yemeklere sıcak bakmış. --- ODTÜ endüstriyel tasarım ekibi Designnobis, ABD’de düzenlenen “Uluslararası Tasarım Oscarları” yarışmasında 7 ödül birden kazandı. Solar Taksi “geleceğin ulaşım aracı” olarak nitelendirildi .--- Antalya’da inşa edilen 33 bin kişilik stat enerjisini güneş ışınları ile sağlayacak. (basından)

Yarım saat kadar gittikten sonra Keramet köyündeki Ilıca tesislerinden yola akan suya varıyoruz. 35 derecelik sıcaklığıyla yaz-kış akıyor. Ayaklar suya sokuluyor, yüzen kaplumbağa izleniyor, fotolar çekiliyor, çocuklar gibi eğleniliyor... 30 dakikaya yakın zamanımız burada geçiyor.

Orhangazi’ye 15 km uzaklıktayız. Güzel bir tempoyla rüzgara karşı pedal basıyoruz. Bu bölgenin bizde ayrı bir anlamı var. Çok yakın 2 dost edindik önceki gezilerimizde, Halil Amca ve Hüseyin Bey. Evlerinde kaldığımız, çadır kurduğumuz, sofralarına oturduğumuz iki değerli insan. Hayatta olsalardı uğrar hatırlarını sorardık.

Orhangazi-Yalova kavşağında 15.30 / 16.30 olarak 2’ye ayrılıyoruz. Biz daha önce duyurduğumuz ve planladığımız üzere köy yolundan, Güneyköy üzerinden gideceğiz. Bölgenin en hoş coğrafyasından biri. Sakin, yeşillerin arasından ve de köydeki 2 kız kardeşin hazırladığı lezzetleri tadarak.

Arkadaşlarla vedalaştıktan sonra Orhangazi’nin çay bahçesinde ayran-soda eşliğinde poğaça ve simitlerimizi yerken yan masada oturan bir vatandaşla sohbetteyiz. Dertli, boşanmış, ancak toparlamış kendini. Halen kafası karışık görünüyor.

Orhangazi de İznik gibi kazılmış vaziyette. Berbat olmuş ortalık. Ne oluyor buralarda? Belediye bu kadar ağır mı çalışıyor, insanları perişan bırakmış.

Yarım saat dinlendikten sonra 2’ye doğru harekete geçtik. Orhangazi içinden hastanenin yanından mezarlığa doğru sürdük. 100 metrelerden 380 metrelere çıktık. Etrafta kimsecikler yok. Arada geçen sivrisinek sesli motorcular dışında. Yeşillerin içinden süren yol bizi önce Hamzalı’ya, 3 km sonra da Güneyköy’e getirdi (15.15), 15 km’lik bir tırmanış sonrası. Arada hafif inişler olsa da hep çıkıldı.

Dağıstan Sofrası’nda hınkal ve böreklerin tadıyla mest olmuş ayranımızı yudumluyoruz. 2 kız kardeş yıllardır başarıyla burada bu mutfağı işletmekteler. Her gelişimizde mutlaka birileri yemek yiyordur. Hınkal 10, börek 3, ayran 1 lira.

93 Harbi'nden sonra Dağıstan'dan gelen göçmenlerin köyün ilk ismini Almali (Elmalı, Elma-Alan) olarak söyledikleri bilinmektedir. Almali ismi kullanılırken, Sultan Reşat'ın köye gelmesi ve köyü çok beğenerek buraya bir çeşme yaptırmasından sonra adı Reşadiye olarak değişmiştir. Cumhuriyet'in kurulmasından sonra İstanbul sınırının en güney kıyısında yer alması dolayısıyla Güneyköy adını almıştır. (Kaynak Vikipedi)

16.30’daki feribota yetişmek istiyoruz. Hızla yemeğimizi bitirip yola koyuluyoruz. Saatler 15.45’i göstermekte. 3 km sonraki Paşakent-Soğucak’a kadar asfalt yok, köy yolu. Hatta bazı yerler toprak. Civarda taşocakları var, dampersiz dünya olmaz. 2 tanesi toz duman içinde bırakıyor ortalığı. Zaman da ilerlemekte. Paşakent’in içinden hızla geçip otoyola bağlanıyoruz. Artık iniş ama 20 dakikamız kalmış ve 13 km yolumuz var. Bas Mustafa, bas Firuzan. 37 km hızla inmekteyiz. Firuzan ensemde, ayrılmıyor. Eğim azalıyor hız da 22’ye düşüyor. Yoruluyorum ve umutsuzluğa kapılıyorum. Sanki kaçıracağız. Bunun üzerine Firuzan öne geçip çekmeye başlıyor. Dakikalar geçmekte. Kafamda hesap yapmaya çalışıyorum, kaç dakikada kaç km almalıyız ki yetişebilelim? Nihayet Yalova yazısı gözüktü ama daha çok var feribota. 2 dakika kala kavşağa giriyoruz. Şansımıza ışıklar yeşil, durmak zorunda değiliz. Dikiz aynasının faydasını burada gördük. Kavşağı, arkayı kollayarak öyle bir yardık ki, sormayın.

Ter içinde feribotun kafeteryasından aldığımız kahveleri yudumlarken yetişmenin sevincini paylaşıyoruz. Geminin kapağı arkamıza kapandı. Girdik ve hareket sinyali çaldı. Şanslıydık.

45 dakikalık yolculuk sonrası Pendik’ten dönmekteyiz. Malum İstanbul manzarası. Kaldırım yolunun kenarı mangalcıların berbat koku ve dumanıyla kaplı. Kıyıdan giden yol da avare insanlar ve çocuklarla dolu. Duruma göre kaldırımdan / kıyıdan giderek Maltepe’de kısa bir mola, yolda bir hanımın bisikletine sele ve vites ayarı çekerek hava kararırken Kızıltoprak’a vardık.

En pahalı 2 günlük turumuz oldu. Gidiş+geliş ulaşıma 154, motel+yemek için 180’i de eklediğinde 334’ü bulduk. Yolda harcadığımız da cabası. Lüküs bir bisiklet gezisi. Acaba toto mu oynasam?

Kapatmadan bilmecenin cevabı: Veteriner. (Kaynak habere)

Haydoy’a yapılan bağışlar için tekrar teşekkürler.

İznik Rota

















Gidiş: İstanbul-(otobüsle) Gemlik-Sölöz-İznik

Tur tarihi: 11 Nisan 2015
Kat edilen mesafe: 64,97 km. (Mudanya-Gemlik için 30 km eklemek lazım)
Ortalama hız: 12,5 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 5 sa. 11 dk., dışarıda geçen süre 12 sa. 20 dk. 
En yüksek sıcaklık 26 ˚C, en düşük 10 ˚C, ortalama 16,6 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 499 m, kaybı (iniş) 424 m.

Garmin yol bilgileri İznik gidiş















Dönüş: İznik-Boyalıca-Orhangazi-Hamzalı-Güneyköy-Soğucak-Yalova-(gemiyle) Pendik-Kadıköy

Tur tarihi: 12 Nisan 2015
Kat edilen mesafe: 95,31 km.
Ortalama hız: 11,2 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 8 sa. 31 dk., dışarıda geçen süre 11 sa. 30 dk. 
En yüksek sıcaklık 26 ˚C, en düşük 10 ˚C, ortalama 16,6 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 978 m, kaybı (iniş) 1026 m.

Garmin yol bilgileri İznik dönüş

Tur bilgisi: Gemlik-İznik arası yol düz, çok az bir tırmanış var, yol asfalt. Yol üzerinde lokanta-çayevi var. İznik-Orhangazi de aynı şekilde. Orhangazi-Yalova tırmanış. 100 m’den 380 m’ye çıkılıyor. Yol güzel bir doğadan geçiyor. Hamzalı’ya kadar çayevi yok. Güneyköy’de Dağıstan Sofrası yemek yenilecek lezzetli bir yer. Güneyköy-Soğucak toprak yol kısmen. Soğucak-Yalova otoyol iniş.

İznik’te kayıkhane (İzzet Peste Su Sporları Kamp Eğitim Merkezi) çadır kurmaya izin veriyor. Farklı fiyatlarda otel mevcut.

Çamlık Motel (o.k.) 1 kişi 70-TL, 2 kişi 120-TL. BUDO İstanbul-Mudanya 22-TL, Sarıkız Turizm İstanbul-Gemlik 30-TL (+10-TL’de bisiklete aldılar), İDO Yalova-Pendik 15-TL

1. gün






















2. gün





























































Foto katkıları için Haldun’a teşekkürler.



Tura ilişkin düşünceler:

Gültekin Becermiş (16.04.15)

Mustafa’cım emeklerin için  teşekkürler. Çok güzel olmuş,  benim Schwalbe Marathon balon yaptı dediğin gibi, çadırda yatıp para biriktirdim, lastiğe verdim.

Konya’nın etli ekmeği 2 metre uzunluğunda ama katlanıp mideye inince kalıbının hakkını vermediğini anlıyorsun.

Güzel tura anlam katan muhteşem 6lıya benden de selam olsun.



Bölgeye yapılmış turlar Yalova-İznik Gölü-Osmaniye-Yalova, İzmit'ten İznik'e, oradan Yalova'ya, Yalova-Osmaniye-İznik-Karacaali-Esenköy


İlginizi çekebilir Yal-Ova, Yal-Ova 2, Yal-Ova 3