10 Haziran 2016

[bisikletle]Türkiye: Güney (Geyve–Göynük)

12 Mayıs 2016 Perşembe / Geyve – Göynük, 62 km. (3. gün)

Geyve’de pazar kuruluyor. Balkondan kesiyorum; tezgahlar, tenteler, mallar kasa kasa ortaya çıkmakta. Tıraş vs sonrası toparlanıp ÖE’den ayrılmam 9’u buluyor. Ayrılmadan önce bir pazar turu. Saat daha erken, tüm tezgahlar açılmamış. Sonra kahvaltı için meydana yakın kahveye yerleşiyorum. Çaylar 75. Yanımdaki peynir, ekmek ve domatesle karnım doyuyor.

Vay, saat 10 olmuş bile. Geyve’nin sokak aralarından karayoluna bağlandım. Hava bugün kapalı. Yeleğin kollarını taktım gene. Belki de bacaklıkları da giymem gerekirdi. 5 km sonra beklenen rampa başlıyor, Akseki rampası. % 10 diyor başlangıçta. Hadi hayırlısı. Kıvrıla kıvrıla yükseliyoruz. 2. vites eko konumda gidiyorum. Bazı yerler dikleşiyor ama güzel yediriyor eğimi yol.

Bu ne? Bir iki damla. Amanım, bugün yoktu yağmur! Cumayı gösteriyordu meteo. Nereden çıktı yağmur şimdi? Derken damlalar çoğalıyor ve yağmur tüm şiddetiyle iniyor. Kaçacak yer yok. Rampada bisikleti tutamıyorum. Çantalardan yağmurlukları nasıl alacağım? Bariyerlere dayamağa çalışıyorum. Gerisin geri kayıyor bisiklet. Yük çok fazla üzerinde, ayak dayanamıyor ağırlığa. Karşı şeride geçtim. Ayağı açtım, yola dik taşıtmaya çalışıyorum bisikleti. Ön tekeri bariyere dayadım. Çantaları açarken omuzumla da destek veriyorum ayağa. Yoksa devrilecek. Alelacele üstümü, çantaları koruma altına alıp, yağmurlukları takmaya-giymeye çalışıyorum.  Bu telaş içinde bir türlü kolunu bulamamak da bir lütuf mu yukarıdan? Islandım ama bu süreçte. Bir hayli! Toparlandıktan sonra tekrar sele üzerindeyim. Şimdi [e] desteğini ‘eko’dan ‘normal’e çıkardım. Çabuk uzaklaşmalıyım buradan. [e], 10. km’de ilk çentik gitti. Sarfiyat fazla tabii. Bazı yerlerde ‘high’ modunu kullandım. Halen sürüyor tırmanış, 8 km’dir. Nihayet 666 m’ye çıkınca bitiyor rampa, yağmur da (11.30/15,7 km). Şimdi bu yükseklikte devam ediyor seyrimiz. Etraf çok güzel, fazla araç yok. Yeşil ile çevriliyim. Yağan yağmur her yeri yıkamış, parlatmış. Müthiş bir güzellik. Tarifi zor, burada olmalısınız. Havayı derin derin içime çekiyorum. Oksijeeen... Ciğerlerim bayram ediyor, derler ya :))

Yağmur gene başladı. Sağdaki köfteciye sığınıyorum (11.45). Yağmurluk da tam korumuyor. Geçirmiş biraz. Belki de önceden kalan ıslaklık bu. Çıkartıp kurutmaya asayım. Lokanta sahibi ile sohbet, ısmarlanan çay. Yarım saat kadar oturup düzelen ve açan hava sonrası yola devam.

Saat 12.10/19,7 km’deyim. Yolun sağında geniş güvenlik şeridi var. 650 m yükseklikteki düzlükte yol sürüyor. Harika bir yer burası. Yemyeşil, çam ağaçlarıyla kaplı. Ara sıra bir iki araç, o kadar. Sağanak da geçti gitti. Şahane :))

Ve müthiş bir iniş başlıyor (Hacıyakuppaşalar Köyü, 21,3. km). Mermi gibi vınlıyorum. Virajlar da sert değil, fren de yapmıyor 140 kiloluk ikiteker üzerinde adeta uçuyorum. % 7 ile başladı, % 10’la sürüyor, çıktığımı hızla iniyorum. İşte keyif bu :)) Uçabilsen acaba ne hissedersin?

İniş sonrası kısa bir çıkış ve 32. km’de Taraklı ayrımına geldim. Merak, gireyim göreyim. (12.45) Burası Sakarya’nın son ilçesi. Giriş yolu berbat, bozuk. Pek olmamış. Köylerin bile girişleri daha düzgün. Nedir buranın durumu? Merkeze giden yol da pek farklı değil. Yazık, AKP oy alamamış mı buradan? Ceza mı vermişler?

Sağda bir ev dikkatimi çekiyor. Girişteki kırmızı güller de ne güzelmiş. Bir foto alayım. Jandarma karakolu önünden geçerken komutan çaya davet ediyor. Durayım mı gideyim mi? Hadi sohbet güzel olabilir, kabul edip çardak altında çay eşliğinde tanışıyoruz. Burada asker olmak neyse de doğuda? Bir ay sonra doğuya gitmesi gerekiyor ve tam da ateşin içine. Kara kara düşünüyor. Her gün şehit haberlerini maç skoru gibi dinler olduk. İnsanlar ölüyor memleketimizde ve iktidar bundan faydalanmanın yolunu arıyor ve elde de ediyor. Kan üzerinden siyaset. Haziran seçiminden kasım seçimine nasıl da oyları arttırdı!

Uzman jandarma Gökhan Bey ile günün siyaseti, geleceğimiz, kaygılar ve korkular üzerine sohbetimiz herhalde 45 dakikamı rahat almıştır. Artık yola devam etmem lazım. Misafirperverliğine teşekkür ederek karakoldan ayrılıyorum (13.45). Kapıda yanımıza gelen daha rütbeli bir asker ile [e]’nin özellikleri vs üzerine biraz bilgi paylaşıyorum.

Taraklı’nın merkezi de pek bir dağınık. Bir ana caddesi var, sağ sol dükkan, lokanta, çayevi, ticarethanelerle dolu. Yolları bozuk, toz toprak içinde. Değerlendirilememiş bir ilçe. Üstelik belediye reisi AKP’liymiş. Neden burasını böyle bırakmış ki?

Göynük’e bir 30 km kaldı. Buradan yol hafif hafif yükselerek sürecek. Rüzgar karşıdan esmekte. Pedal basmak zor. Desteği açıyorum. 15-17 km hızla gitmeye alışıp 12’lere düşünce sıkılınıyor ve açayım mı açmayayım tereddüdü arasında kalıyorsun. Açıyorum ama gözüm de ekranda. 40’ıncı km’de 3. çentik gitti. Daha 25 km var Göynük’e. Sakarya bitti Bolu iline girdik. Çok güzel bir coğrafya. Yeşilin tüm tonları. Yolun durumu da harika, güvenlik şeridi geniş. Arada güneş de yüzünü gösteriyor.

Suyum bitiyor, enerjim de. Bir kaç kuru incir ile toparlayıp suyu da gelen benzinciden tamamlıyorum. Musluk suyu ama harika tadı var. Herhalde dağdan geliyor. İleride bir 5 km’lik rampa geleceğini öğrenmek biraz kaygılandırıyor. Acaba batarya biter mi? Eko’da kullanıyorum. Gözüm menzilde. Bir kere yanılttığından 3 farklı kullanım değerinden ‘high’ olanı baz alıyorum ki sürpriz yaşamayayım.

Sağdan Harmankaya Kanyonu ve Suuçtu Göleti diye bir yönlendirme var. Bunlar oldukça uzakta yerler. Buradan da yol vermesi ilginç olmuş.

Harmankaya Kanyonu, Bilecik ilinin Yenipazar ve İnhisar ilçeleri arasında bulunmaktadır. 260 hektarlık alan 2013 yılında tabiat parkı ilan edilmiştir. 
Kanyon giriş yeri Karahasanlar köyü çıkış ise Harmanköy’dür. Yaklaşık 3 km uzunluğunda olan kanyonun girişi yaklaşık 5 metre genişliğinde. Kanyon içinde 25 metrelik ve 20 metrelik iki büyük şelale ve onlarca 1,5-2 metre arası şelale bulunuyor. 

Son dik bölüm geliyor ve beraberinde Göynük ayrım işareti. Ohh ediyor içim.  Biraz daha uzasaydı ne olacağını bilemezdim. Göynük çukurda, bir hayli iniyorsun. Belediyeden Günay Bey (Taraklı’dan Gökhan Bey konuşmuştu) yer için bana yardımcı olacak. ÖE’de yer yoktu. Zaten 4 odaları varmış. Belediyedeki Günay Bey’den de yer konusunda olumsuz cevap almak biraz şaşırtıyor. Hafta sonu kalabalık oluyormuş ama daha perşembe. Belediyenizin önüne çadırımı kurarım diyorum Günay Bey’e, yatacak yer bulamazsam. Beni eczacı Ertan Bey’e yönlendiriyor. Ancak o da daha pansiyonunu açmamış, zaten yeni yerleşim bölgesindeymiş. Yani 2 km dışarıda, bana yaramaz. Odaya mı kapanacağım? Yakındaki Varol Pansiyon’a yönlendiriliyorum. Oradan oraya dolan bakalım Mustafa :(( Burada 40 liraya bir oda tutup velespiti de odaya alıp yerleşiyorum. Oda biraz salaşvari ama. Pansiyon sahibi Başar Bey ile kapı ağzında ülkenin rezil durumu üzerine değerlendirmeden anlıyorum ki herkes şikâyetçi ama belediye AKP’nin elinde.








Göynük’e gelirken Müderrisler Evi diye bir butik otel ilanı görmüştüm. 1343 yılından kalma Süleyman Gazi’nin eviymiş. 3 yıl önce restore edilip kullanıma açılmış. Kulağa hoş geliyor. Acep kaç paradır?

Duş sonrası karnımı doyurmak ve biraz etrafı gezmek için çıktım. Gene damlalar düşüyor. Sert değil ama ıslatıcı. Solumda Paşazade Lokantası-Göynük Lezzetleri diye bir yer. Devam et. Hükümet Konağı önünden ilerleyerek hafif bir yokuş üzerinde vatandaştan bir de Osmanlı Sofrası diye bir lokantanın bilgisini alıyorum. Erişte+yoğurt+çoban salata=15 TL ile karnımı doyuruyorum burada. Sonra biraz daha, damların altından kaçarak dolanıyorum. Canım tatlı istiyor. Yer arayışındayken bana lokantayı tarif eden beye rastlayıp sohbetteyiz. Buranın eşrafından. Dedesinin babası bu dükkanı açmış. Halı, Halıfleks gibi yer döşemeleri satıyor. Oğlu turizm okuyor. İktidardan ve temsil ettiği zihniyetten son derece rahatsız ve şikâyetçi.








Göynük. Bolu yöresine ilk yerleşenlerin Bebrikler olduğu sanılmaktadır. Bebrikya adıyla anıldığı sanılan bu yöreye MÖ 8. yüzyıldan sonra batıdan gelen Bithynialılar yerleşmiştir. Bithynia olarak adlandırılan bu topraklardaki başlıca yerleşim yerleri Kienos (daha sonra Prusias, bugün Konuralp) ile Bithynion (bugünkü Bolu)’du. İskender’in ölümünü izleyen dönemde Bolu yöresinde bağımsız Bithynia Krallığı kurulmuştur. Roma Askeri yolunun “Dadastan” adı ile bilinen şimdiki Göynük'ten geçtiği tarih kitaplarında ifade edilmektedir. Göynük’ün bilinen en eski adı “Koinon Gallicanon”’dur. İlçe Türk beyliklerinin, Bizans, Roma ve Osmanlı medeniyetlerinin yerleşim bölgesindedir. İlçenin Susuz, Kilciler, Narzanlar, Boyacılar köylerinde ve bu köylerin civarlarında Bizans devrine ait yazılı eserler bulunmuştur. Ayrıca Kilciler Köyü’nde bir de kilise kalıntısı bulunmaktadır. Beldede günümüze kadar ayakta kalabilmiş tarihî eserler ve yapılar mevcuttur.

İlçe mevcut durumu ile tarihî dokusu bozulmamış ender rastlanan Osmanlı kasabalarından birisidir. Göynük en eskisi yaklaşık 700 yıllık eski eser niteliğindeki konut, işyeri, hamam, türbe, hazire, tarihî çınar ağaçları gibi tarihî değerlerle süslü olup bu eserler halen işlevlerini sürdürmektedirler. Bu değerlerle birlikte halen yaşayan bir tarih olan ilçede kültürel değerler ve gelenekler, giyim kuşam, yöresel folklor, yöresel mutfak kültürü ve sosyal ilişkiler halen orijinalliğini koruyarak yaşatılmaktadır.

İlçede korunan yapıların yanı sıra tüm yerleşim alanı kentsel SİT alanıdır.

Pansiyon yakınındaki pastaneden farklı baklava çeşitlerinden birer örnek ve sade kahve eşliğinde (toplam 10 buçuk tutuyor) günün notları ve yarının yoluna ilişkin bilgileri toplayarak akşamı buluyorum.










Geyve–Taraklı-Göynük

Tur tarihi: 12 Mayıs 2016
Kat edilen mesafe: 62,46 km.
Ortalama hız: 13,6  km/sa.
Bisiklete biniş süresi  4 sa. 36 dk., dışarıda geçen süre 6 sa. 36 dk.  
En yüksek sıcaklık 31 ˚C, en düşük 22 ˚C, ortalama 26,6 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1351 m, kaybı (iniş) 694 m.
En düşük irtifa 83 m., en yüksek 791 m.

Garmin yol bilgileri Geyve–Göynük


Tur bilgisi: Geyve sonrası dik bir tırmanış var, 8 km kadar. 20 km boyunca 84 m’den 687 m’ye çıkılacak. Sonra 5 km inilip 377 m’den 45 km boyunca 789 m’ye çıkılıyor. Taraklı’ya kadar sert tırmanış yok. Göynük ayırımına bir 5 km’lik dik tırmanışla geliniyor ve bir inişle varılıyor.

Yol üzerinde seyrek olarak karın doyurulacak yer ve benzinci var.

Varol Pansiyon 0374-4516094 / 0532-3453010 / 0533-3389862
Göynük ÖE 0374-4516147




















Taraklı










Göynük






Osmanlı Sofrası, Göynük
            




































4. gün (devamı) Göynük–Nallıhan – 2. gün (öncesi) İzmit–Geyve