27 Haziran 2016

[bisikletle]Türkiye: Güney (Manavgat-Antalya)

31 Mayıs 2016, Salı / Manavgat – Antalya, 84 km. (22. gün)

Dün otelden ayrılmadım, yemeği de yedikten sonra odada yazarak, biraz TV’ye bakarak oyalandım.

TV’nin karşısında sızmışım, sabah erkenden hazırlanıp kahvaltıyı otelde ettikten sonra çıkmam gene 9.30’u buldu. Burası sıcak, hiç önceki günlere benzemiyor. Kısa kollu tişörtü giyiyorum. Alışkanlık olarak gene de yeleği geçirdim. Otel önünden hafif bir tırmanış sonrası otoyola doğru süzülüyorum. Açık bıraktığım ön çantadan geçtiğim kasis teybi dışarıya fırlatıyor. İyi ki arkadan araç gelmiyordu. Yoksa ezilmişti alet.

Bugün Antalya’ya pedallayacağım. Şöyle 70-75 km. Ama sonra Osman’a da bir 25 km varmış. Şehrin batı ucunda, Konyaaltı mevkiinde oturuyor.

Antalya yolu düz, pek öyle bir tırmanışı yok. Sağda güvenlik şeridi işi kolaylaştırıyor. Hava güneşli, yelek fazla geliyor, çıkartıyorum (10.20/17,2 km). Solumdan sürekli araç geçmekte, arkası hiç kesilmiyor. Hızlı da gidiyorlar. Çıkan ses kafa şişiriyor. Sağımda, güvenlik şeridi kenarında benle beraber koşan, neredeyse bir karıştan büyük kertenkele ile yarışıyoruz. Beni kendine denk mi gördü acaba :))

Yol üzerinde turistlere yönelik pek çok dükkan, özellikle deri-kürk mağazaları, inşaat malzemeleri, mobilya benzeri ev dekorasyon mağazaları, benzinciler, Antalya’ya yaklaştıkça çilek satıcıları, arada boş araziler, dereler, köprüler, kavşaklar, yol ayırımları geçe geçe geliyorum Expo Antalya’ya. Kule ve bir yarım küre dışında pek göze çarpan bir şey yok. Daha gösterişli bir cephe beklerdim. Belediye buralara kadar, yani Aksu oluyor burası, ray döşemiş, tramvay gelecek herhalde. Başka nasıl taşıyacaksın insanı buralara, şehir merkezine 17 km uzaklıkta.

Expo 2016 Antalya “Gelecek Nesiller için Yeşil Bir Dünya” felsefesi ve ‘Çiçek ve Çocuk’ teması ile düzenlenecek. “Geleceği Yeşertmek” sloganının kullanılacağı organizasyonda tarih, biyo-çeşitlilik, sürdürülebilirlik ve yeşil şehirler organizasyonun alt temaları olacak denilmekte. Kulağa ne de hoş geliyor. Ama, işte aması var. Bu lafları et sonra havaalanı, köprü, HES, taş ocağı, bağlantı yolu, AVM, kışla... diyerek dal doğanın içine, sesini çıkartanı da gazla. Perhizle lahana turşusu durumları.

[e], 65. km’de ilk çentik gitti. Yol düz olduğundan fazla gerekmedi. Havaalanı da geride kaldıktan sonra Antalya’nın doğu ucundan giriyorum. Artık Akdeniz’in en turistik kentindeyim. Nasıl sıcak, kim bilir yazın ortasında nasıl oluyordur? Salak bir otobüs şoförü sürekli arkamda korna çalmakta, çekilmemi istiyor ama mümkün değil. Yanına varıp iki laf etmem lazımdı ama boş veriyorum.

5M Migros’a doğru sür demişti Osman. Bir araçtan yol tarifi alıyorum. Epey gittikten sonra bir taksi şoförünün verdiği ayrıntılı tarif neredeyse elimle koymuş gibi bulduruyor bana evi. ‘Find my friends’ uygulamasını açmıştık karşılıklı Osman’la. Onunla da doğrulamasını yapıp şıp diye Osman’ın evindeyim. Konyaaltı güzel bir bölgeymiş. Denize çok yakın, sakin görünümlü. Kafeler, bistrolar falan bolca etrafta.

Osman’la kucaklaşıp detaya dalmadan üzerimdeki tuzu akıtıyorum duşta, sonra bol bol laflamaca, annenin dairesine çıkıp yemek yemece, çarşamba dönüş biletini cumaya değiştirmece, arkadaşı Cüneyt’e yürümece, eve geri dönmece... Çevresi ne de yüksek dağlarla çevrili Antalya’nın. Hepsi sivri sivri. Zeyneb de buradaymış, telefonda görüşüp yarın için buluşma kararı alıyoruz.









Manavgat-Serik–Aksu-Antalya

Tur tarihi: 31 Mayıs 2016
Kat edilen mesafe: 84,72 km.
Ortalama hız: 20,8 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 4 sa. 4 dk., dışarıda geçen süre 4 sa. 53 dk.  
En yüksek sıcaklık 36 ˚C, en düşük 24 ˚C, ortalama 31,5 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 266 m, kaybı (iniş) 266 m.
En düşük irtifa 2 m., en yüksek 62 m.

Garmin yol bilgileri Manavgat–Antalya    


Tur bilgisi: Yol düz, güvenlik şeridi var.












Expo 2016 Antalya



Antalya    



    



















1, 2, 3 Haziran 2016, Çarşamba - Perşembe - Cuma / Antalya. (23., 24. ve 25. günler)

Antalya’da bu kadar uzun kalmamıştım hiç. Gerçi bu da pek uzun değil ama nedense hep 1 gün veya içinden geçilirdi. Buranın düz olması özellikle bisiklete çok uygun. Zaten bu nedenle o kadar çok bisikletli var ki ortalıkta, yaşlısı genci, yerlisi yabancısı bisiklet kullanıyor. Bu da, görüntü de çok hoş. Özellikle de günlük kıyafetleriyle, kasksız binmeleri.

Çarşamba günü çaya Zeyneb’e gittik. Kocası Guy ile tanıştım. Artık Antalya’dalar, burada yaşayacaklar. Lara ayrı bir güzellikte, Antalya’nın en revaçta muhiti. Zeyneb çay için hazırlık yapmış, kek, simit, kiraz, zeytin... Bolca çay içip, uzundur görüşmemiş olmanın arasını kapatmaya çalıştık. Osman ve Zeyneb ile arkadaşlığımız çoook eskilere gider. Ankara günlerine, 60’ların sonu 70’li yıllara. Herkesin genç olduğu, az, belki de çok çılgın olunduğu zamana.

Perşembe sabahı Fikri Bey ile buluşma. Osman’ın karşı komşusu, 87 yaşında bir bisikletçi. Ve halen sele üzerine çıkıyor, Korkuteli’ne rahatlıkla gidip geliyor. Ki bu nereden baksan 50 km’lik yol. Fikret Albay ve Hakkı Bey’den sonra tanıdığım üçüncü büyüğüm. Kendisiyle yaptığım söyleşide çok keyifli bilgiler öğrendim. Buradan okuyabilirsiniz

Akşam üstü müzeye gitmek için bisikleti çıkardım. Çok etkileyici bir mekan, çok önemli eserler var. Hele heykel bölümüne hayran kaldım. Ne de gerçekçi çalışılmış. Müthiş bir anatomi bilgisi adamlarda.

Antalya Müzesi, 1922 yılında öğretmen Süleyman Fikri Erten tarafından 1. Dünya savaşından sonra bölgeye gelen işgal güçlerinin yağmasından kurtarılan eserlerin korunması amacıyla kuruldu. İlk olarak Kaleiçi'nde bulunan Alaaddin Cami'de, daha sonra Yivli Cami'de yer alan Müze 1972 yılında bugünkü binasına taşındı. Antalya Müzesi bugün 30.000 metre kareyi kaplayan bir alanda 14 sergi salonu ile heykel ve değişik eserlerin sergilendiği açık hava galerileri ve bahçeden oluşmaktadır. İnsanlık tarihine kesintisiz tanıklık etmiş Anadolu topraklarının en zengin geçmişe sahip köşelerinden biri olan Antalya Bölgesinin sınırları içerisinde yer alan üç antik kültür bölgesi Lykia, Pamphylia ve Pisidia'nın önemli bir bölümü Antalya Müzesi'nin sorumluluk alanını oluşturur.

Müze 1988 yılında "Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Ödülü"ne layık görülmüştür.

Dönüşte, Osman’ın oğlu Deniz’in arkadaşı Emre’yi tanımak ve dinlemek ayrı bir keyif kattı. Permakültür ile ilgili, kompost hazırlanması ve değerlendirilmesi, yararlı mikro organizmalar ve döngünün sürdürülmesinin ne denli önemli olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Emre eşi ile Datça’da sürdürüyor yaşamını. Kendisinden, eşinin hazırladığı bir diş tozu aldım, diş macunu yerine kullanılan. Küçük bir kutu 30 lira.

Organik maddelerin kontrollü bir biçimde biyolojik bir süreçten geçtikten sonra koyu, kolayca ufalanan, toprak gibi kokan bir forma dönüşmeleri ile elde edilen materyale kompost denir. Kesilmiş çimler, kopan dallar, yapraklar ve en önemlisi mutfak atıkları rahatlıkla komposta çevrilebilir.

Bugün günlerden cuma. Sabah yakındaki pazarı gezdim. Çok keyifli, pazarlara bayılıyorum zaten. Çilek ve kiraz biraz da yolculuk için kuru kayısı; gün kurusu dediklerinden aldım. Dönüş biletini cumaya değiştirmiştim. Yani bugün son günüm. Osman beni arabayla öğleden sonra yakındaki dağlara çıkardı ve Antalya’yı kuş bakışı seyrettik. Yakın çevresindeki bu mesire yerleri çok keyifli.

Konyaaltı, Antalya


Osman’ın kedisi


Osman ve Fikri Bey ile, Antalya



Osman, Zeyneb ve Guy ile, Antalya


Sedir Restoran, Lara, Antalya


Automoto, Fikri Bey’in bisikleti
 




Fikri Bey, Konyaaltı, Antalya


Fikri Bey ile, Antalya
















































Konyaaltı, Antalya 




Antalya Müzesi
 



Skyphos, Antalya Müzesi




İmparator Hadrian, Perge, MS 2. yy


İmparator Rahibi, Perge, MS 2. yy



Zeus, Perge, MS 2. yy


Aphrodite, Perge, Roma dönemi


İmparator Caracalla, Perge, Roma dönemi


At Heykeli, Perge, Roma dönemi


Mermer Erkek Başı, Perge, MS 2. yy



Hermes, Perge, MS 2. yy


Herakles Lahdi, Perge, MS 2. yy


Herakles, Perge, MS 2. yy


 

 

 




Antalya Müzesi


Konyaaltı pazarı, Antalya



Osman ile, Hisarçandır, Antalya 

Hisarçandır, Antalya





Antalya Limanı    


























3 Haziran 2016, Cuma / Antalya – İstanbul (otobüsle). (25. gün)

Yedide kalkacak otobüse yetişmek için 17.30’a doğru ayrıldım Osman’ın evinden. Hava bugün kapalı, İstanbul’da yağmur varmış. Burada da yağar, neme lazım diye erken çıktım. Otogar tabelasını takiben şehir dışında olan terminale ulaşıyorum. Yarım saatten biraz fazla zamanımı alıyor. İlk gittiğim kapı sadece otobüslere aitmiş. Beni geri yolluyorlar, yolcu girişine.






Kamil Koç kontuarından biletimi bastırıp 12. perona geçiyorum. Bisiklet ilgi uyandırıyor. 2 genç, biri daha önce de muavinlik yapmış, bisiklet konusunda deneyimli, bana otobüslerin bagajları hakkında bilgi veriyor. Travego dışında hepsi alçak. Ön tekeri sökmeden girmez diyor. Benim bineceğim Safir, tek koltuklular, 2+1 dedikleri. Bu bisikletle de ilk defa otobüse, Safir’e bineceğim. Biraz ne–nasıl olacak heyecanı içindeyim. Bir başka bey elindeki eski bisikletten söz ediyor. Lastik bulamadığından tavana kaldırmış. 28 inç olmuyormuş, daha büyükmüş. Herhalde çok eski, o zamanlar daha büyük veya norm dışı tekerler vardı herhalde.

Otobüs yanaştı. Muavin yardımsever. Dudullu için bana solu işaret ediyor. Ön tekeri söküp rahatça sokuyorum. Çantalar da yanına. Aaaa o ne, bir bisiklet daha geldi. Onu da yana aldılar. Bir kadın. Biraz yardım ediyorum.

“Sayın Kamil Koç İstanbul yolcuları, otobüsünüz hareket etmek üzere, lütfen yerlerinizi alınız...” Vaktinde yola çıkıyoruz. 11 saatlik yolculuğum başlıyor. Yerim rahat, tek oturuyorum, tabletten bazı sayfaları okuyarak, cepten müzik dinleyerek, arada sızarak İstanbul’a varılıyor. Afyon’daki molada bisikletçi kadının buraya pazar günü belediyenin düzenlediği yarışa katılmak üzere geldiğini, adının İlknur olduğunu öğreniyorum. Ne hoş, atlayıp Antalya’dan buralara gelmesi.

Ön tekeri takıp çok yakın olana eve ulaşmak kadar kolay bir şey yok. Garaja bisikleti park edip eve çıkmak, Firuzan’la kucaklaşmak, duş ve uzanmakla [bisikletle]Türkiye: Güney turu son buluyor.

Şöyle bir km’leri topladığımda 1102’yi görmek menzilin arttığını, bundan sonra daha uzaklara gidebileceğimi müjdelemekte ;))



21. gün (öncesi) Ormana–Manavgat – Turun başı İstanbul–İzmit



[bisikletle]Türkiye: Güney

İstanbul–İzmit = 63,46 km
İzmit–Geyve = 67,54 km
Geyve–Göynük = 62,46 km
Ankara–Polatlı = 60,96 km
Emirdağ–Çay = 51,75 km
Çay–Akşehir = 50,76 km
Derebucak–Ormana = 49,12 km
Ormana–Manavgat = 62,74 km
Manavgat–Antalya = 84,72 km

Genel Toplam = 1102,08 km

Harcamalar: Geceleme 771- TL, öğle yemeği 250- TL, ulaşım (Ayaş-Ankara/Antalya-İst) 105- TL, + kayıtlı olmayan masraflar.