16 Eylül 2016

[bisikletle]Türkiye: Marmara (Toluklar–Bayramiç)

21 Ağustos 2016, Pazar / Toluklar – Bayramiç, 34 km. (8. gün)

Gece bir ara uyandım, ama sabah dinlenmiş olarak kalktım. Bugün erkenciyim. Uyanmam 6 buçuk toparlanıp evden çıkmam 8, anahtarı teslim edip Toluklar’dan ayrılmam 8 buçuk. Çok güzel bir köy, küçük, sessiz, bakkalı çakkalı yok. Evler dip dibe değil. İyi bulmuş Fatoş burasını.

Hava parçalı bulutlu dediklerinden, serin. Daha erken tabii, yokuş aşağı iniyor yolum. Yol asfalt, yani köy yolu asfaltı, şahane. Çam kokularının içinden geçiyor, oksijeni bol, durmadan derin derin çekiyorum içime. Bir daha bulamazsın bu kadarını diye diye. Dağoba hemen geliyor. O da küçük bir yere benziyor. Devam ediyorum, Evciler’de kahvaltı ederim. Orası büyük dediler. Yol kıvrıla kıvrıla, arada yükselip sonra gene bayır aşağı iniyor.  Bayramiç herhalde TR’nin elma deposu. Nereye baksam elma ağaçları, üstleri de dolu dolu. Zaten toplamaya başlayanlar var bile. Yol boyunca gördüğüm kasa yığınları demek bu elmaları taşımak içinmiş. Merak etmiştim, bu kadar kasayla ne yaparlar?

Bugün İstanbul’dan ayrılalı 1 hafta olmuş. Fazla yormadan, keyifle geldim buralara. Kazdağı, Antik dönemlerde "İda" olarak adlandırılmış ve pek çok önemli olaya ev sahipliği yapmış.

İda İsminin Kökeni. İda kelimesi de mitoslarda farklı kişilikler olarak karşımıza çıkan bir isimdir. Mitoslarda "İdaios" ve "İdaia" isimleri geçer. İdaia, İda’dan gelen veya İda’da yaşayan anlamına gelir. Bu adı taşıyan iki kadın kahraman vardır. Bunlardan ilki bir Nymphe’dir (doğa perisi) ve bu Nymphe Irmak Tanrı Skamandros’la birleşerek Teukros adında bir erkek çocuk dünyaya getirir. Mitoslarda Teukros adında iki kahramanın adı geçer. Burada önemli olan her iki kahramanın da Troia ile ilişkili olmasıdır. İdaios isminde de pek çok kişilik vardır ve bu kişilerin tümü yine Troia kraliyet ailesine aittir.

Evciler büyükmüş, pansiyon bile var. Levhasını gördüm ama gidip bilgi almadım. Saat daha 9. Pazar olmasına rağmen kahveler dolu. Köylü sohbette. Bisikleti rahat park edebileceğim birini seçip, selamlaşıp kahvaltılıklarımı 3 çay, 2 dağ çayı eşliğinde hallediyorum (çay 50 krş). Biraz yan masadakilerle sohbet, meraklı 3 keçinin bisikleti koklamaları şeklinde sürüyor molam. Bu arada Bayramiç ÖE’yi de arayıp yerimi ayırtıyorum, 30 TL, O.K. Afrodit’in güzel seçildiği, tarihte bilinen ilk güzellik yarışmasının yapıldığı Ayazmada halen her yıl Ağustos ayında bu gelenek devam ettirilip Kazdağı Güzeli seçilmekteymiş ama nedense bu sene yapılmıyormuş (malum nedenlerdendir!). Ayazma 8 km uzaklıkta, bir tırmanış. Başka sefere bırakıyorum.

9 buçuk gibi Evciler’den ayrılıp hafif tırmanışlarla devam ediyorum. Kısa tepecikler var ama % 14-15’i gösteriyor. Baymıyor tabii, uzun değil çünkü. Bölgede her yerde ılıcalar var, şimdi Külcüler Ilıcası’nı geçmekteyim. Sağımda da ahşap bungalovlar dizili. Burada yol 2 yana ayrılıyor. Hangisine sapacağım? Hacı amcaya sorayım mı? O da bilmiyor. Geçen motorlu karıkoca soldan gitmemi söylüyor. Sonra bungalovlara ilişkin levhayı görünce hacı amcanın bulunuş nedenini anlıyorum, Hilal Doğa Oteli. Artık yaş-kuru her şey bir sepete konulduğu bir dönemde acaba burası da mı diye merak ettiriyor?

Birazdan ana yola bağlanıp hızla kayıyorum Bayramiç’e doğru. Sağda bir cankurtaran, sedyede bir kadın, acil durum! Ve baraj uzakta kendini gösteriyor. Suyu çekilmiş ama. Ancak oldukça büyük bir alanı kaplamakta. Üstünden sürüyor yolum. Barajla birlikte sağda solda bağlar başladı. Su buranın iklimini üzüme uygun mu yaptı acaba? Çok geniş alanlar, yamaçlar falan düzenli bir şekilde işlenmiş.

Demin gördüğüm cankurtaran ışıklarını çaka çaka hızla yanımdan geçti. Peşinden de ailesine ait olduğunu tahmin ettiğim 4’lüleri çakan gri Megane. Yol barajın kenarından kıvrılarak sürmekte. Pazar olmasından dolayı herhalde trafik fazla değil. Hava arada açıyor, ama genelde mülayim. Yol genel anlamda iniş ama ufak tefek tepecikler çıkılıyor, % 13-14-15 eğimi olan. [e], 24,9 km/10.35, ilk çentik gidiyor. Bayramiç’e 10 km var. “Queenida; özümden özüme.” Sağımda geçtiğim bu yer rezidans mı yoksa tatil köyü mü anlayamadım. Ama şık bir şeye benziyor. Yol döndükçe karşıdan esen sert rüzgar var. Ve çok geçmeden Bayramiç levhası görünüyor. Hemen bir foto, sonra soldaki bakkalda içilen bir soda ve alınan Cumhuriyet. 1 tane geliyormuş, bir zamanlar bir öğretmen varmış alan, yoksa Cumhuriyet’i kimse almıyormuş ((: Ben de bu durumu değiştirmek için alıyorum.

İlçede bir kazı çalışması sürmekte, yollar kapalı, döndürülmüş trafik çevreden. Neyse ki bisikleti pek etkilemiyor ama kanalların üzerine konulmuş daracık geçitlerden çantalı bisikleti geçirmem pek mümkün değil. Biraz kaldırım üzerinden iterek ÖE’ye ulaşıyorum. Saat 11, ilgili kişi 11.30’da gelecekmiş. Bahçesinde bir kahve ve Cumhuriyetimle oyalanıyorum. Uzundur okumamışım, Orhan Bursalı gene güzel analizler yapmış. Memlekette gene gariplikler sürmekte, yazarlar tutuklanmakta. Aydınlar karşı dilekçelerini imzalayarak tavırlarını koyuyorlar. Ama kandırılmışların umurlarında değil!

Yan masadaki beyle başlayan sohbet ilginç konulara giriyor. Feridun Bey keşifler yapmış; rüzgarla çalışan araba, silinen kalem gibi “zihni sinir” durumları. Ancak haliyle bunlara beklediği ilgiyi bulamamış, dert yanıyor. Güzel, yerinde ve haklı eleştirileri var. Konuşkan biri, samimiyetle ifade ediyor her şeyi. Futbol antrenörlüğü, pazarlama..., bu yolla çok dolaşmış. Anlattıklarından çıkan sonuç; alan satan memnun, kimse bir şeyi değiştirmek istemiyor, herkes nemalanıyor, neden yeni bir şey istensin ki, ya elindekinden olursa?












Oda hazır, bisikletin yeri biraz soruna dönüşür gibi olurken çözülüyor istediğim gibi. Oda 307, temizlenmiş hazırlanmış. Güzel bir oda, şimdiye kadarki ÖE’lerin içinde en iyisi diyebilirim. 67,5’luk İzmit bile bunun kadar değildi. Özellikle banyo üzerinden not veriyorum. Çoğu yerlerde odayı yenilemişler ama banyoya sıra gelmemiş, eski vaziyette. Burada her ikisi de elden geçmiş, veya zaten böyleydi. Bakalım kahvaltıda ne verecekler?
Fazla uzun pedallamadığımdan yorgun değilim, saat 3 gibi biraz turlamak ve karın doyurmaca için çıkıyorum. Pazar nedeniyle çok yer kapalı. Şöyle biraz sokak aralarını gezip, koruma altına alınmış mahalleden sonra ÖE’ye yakın bir lokantada, Antikaoğlu Köşem Restaurant, az bulgur+kuru+çoban salata+ayran=10 TL ile hallediyorum işi. Yarın baraj yolundan gideceğim, bir taksi şoföründen alınan tarif. 8 km’lik bir rampa tırmanacağım. Herhalde 600 m’ye çıkacağım gibi görünüyor haritadan. Sonra inişler var. Ama köy yolları, değer buna.











Merkez Tepe Camii, esas adı Hacı Baliğ camiidir. 14.yüzyılda yapılmıştır (tahminen 1357-1365 yılları arasında) Caminin bitişiğinde Haziresi bulunmaktadır.

Bayramiç ve yöresi ilkçağlarda Truva Krallığının sınırları içindedir. Ortaçağ boyunca büyükçe bir Rum köyü olarak kalmıştır. Bizanslılara bağlı olduğu dönemde bugünkü Tepe Camii’nin bulunduğu yerde bir kır kilisesi bulunmaktadır. Genellikle hayvancılık yapan göçebe halk, bayramlarda ve dini günlerde burada toplanmaktadır. Bayramiç 1357 Yılında Türklerin Rumeli’ye geçişleri sırasında Süleyman Paşa tarafından görevlendirilen Ahi Hızır Emir Bey tarafından fethedilmiş ve Emir Bey Bayramiç’e yerleşmiştir. O sıralarda esas şehir Menderes Çayı kenarında ve Dut Alan denilen yerdedir. Ahi Hızır Emir Bey Tepe Camii’ni yaptırmıştır. Bundan sonra, Türk boyları bu cami etrafına ve bugünkü şehir merkezine yerleşmeye başlamışlardır. Önceleri göçebe halk, bayramlarda ve dini törenler için buraya toplanıp dağıldığından, bayram yeri anlamına “Bayram İçi” veya “Bayram İçin” adı verilmiştir. Bu söyleyiş zamanla “Bayramiç” şeklini alarak kasabanın adı olmuştur.

1796 tarihli Hadımoğlu Konağı’nı Etnografya Müzesi’ne dönüştürmüşler. Ama bakımsız ve düzensiz. Yazık, bir de 2 lira giriş istiyorlar utanmadan. Kaymakamlığın sayfasından okuduğumuza göre 1996 yılında hizmete girmiş, 20 senede bu kadarını yapabildilerse vah vah.

Mehmet Akif Ersoy çocukluğunda burada yaşamış, onun adına bir müze açmışlar. Daha yeni, bitmemiş, aralık ayına yetiştiriyorlarmış. Şimdilik fazla bir şey yok, şiirleri ve istiklal marşını duvarlara asmışlar. Bir de balmumu mumyasını koymuşlar. Ancak gezdiren kişiyi iyi bulmuşlar, şiirleri öyle bir okuyordu ki yan odada, bayağı etkili bir sesi var. Banttan yayın yapıyorlar sanmıştım.

Taşköprü, Tabaklar Çayı üzerinde şehrin içerisindedir. Hicri 1210 (Miladi 1795) yılında tümüyle kesme renkli taştan yapılmıştır. Uzunluğu 27 m genişliği 3,85 m’dir. Köprü Karşıyaka Köprüsü olarak da anılmakta ve Karşıyaka Camii avlu duvarına bitişiktir.

Taşköprü Camii, Karşıyaka Camii, Cami-i Cedit, Hanbağlı Camii gibi isimlerle anılmaktadır. Esas Adı Cami-i Cedit’tir. Mehmet Akif Sokağında Tabaklar Çayının kenarındadır. Giriş kapısı üzerindeki kitabeye göre Hicri 1207 (Miladi 1792) tarihinde Hadımzade Osman Bey tarafından yaptırılmıştır. Caminin çeşmesi ve haziresi de bulunmaktadır.

Taşköprü ve camiyi de görüp-gezip-biraz avlusunda nefeslenip ÖE’ye dönüyorum. Akşamki düğün için bahçeyi hazırlamaktalar.

Çıkıyorum gene dolaşmaya. Hava halen sıcak ama sokaklar dolmuş, bahçeler insan kaynıyor. Dikkatimi çeken genç kızların başları açık, rahatlar, bir baskı yok üzerlerinde. Düğünler her yerde, 2 otel daha var burada. Biri Varol Otel 3 yıldızlı, diğeri İda Otel, biraz salaşa benziyor. Hacıimam marketten önce bir Magnum sonra da Didi ile serinlemeye çalışırken ÖE’deki düğün de almış başını gitmiş. Giriş kalabalık, hanımlar ve kız çocukları cicilerini giymişler. Öyle veya böyle Çanakkale bölgesi gene de imama teslim olmamış.









Toluklar – Bayramiç

Tur tarihi: 21 Ağustos 2016
Kat edilen mesafe: 34,26 km.
Ortalama hız: 16,4 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 2 sa. 05 dk., dışarıda geçen süre 2 sa. 54 dk.  
En yüksek sıcaklık 31 ˚C, en düşük 23 ˚C, ortalama 27,8 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 522 m, kaybı (iniş) 774 m.
En düşük irtifa 104 m., en yüksek 414 m.
Garmin yol bilgisi Toluklar–Bayramiç

Bayramiç ÖE 0286-773 5985






Evciler 



Bayramiç Barajı



Bayramiç 















Merkez Tepe Camii, Bayramiç    


Hadımoğlu Konağı, Bayramiç 






Antikaoğlu Köşem Restaurant, Bayramiç    

Mehmet Akif Ersoy Müzesi, Bayramiç 


Taşköprü, Bayramiç 

Taşköprü Camii, Bayramiç 




























9. gün (devamı) Bayramiç–Arıklı - 7. gün (öncesi) Çan-Toluklar