29 Ağustos 2017

[bisikletle]Türkiye: Çoruh Nehri Boyunca (Erbaa–Kumluca)

27 Ağustos 2017, Pazar / Erbaa – Kumluca, 27 km (28. gün)

Gece geç yattım, yarıma kadar internette dolandım. Sabah gene her zamanki saatim, 6’da uyandım. Biraz tembellik sonrası hazırlanıp kahvaltıya inmem 8.10 gibi. Kahvaltı tabağı pek bir zayıftı. Malum malzemelerden tadımlık.

8.40 ÖE’den ayrılışım. Horoztepe’ye de gitmek istiyorum. Erbaa’nın eski yerleşimi. MÖ 2300'lü yıllara tarihlenen, fakat daha sonra MÖ 4000'li yıllara tekabül eden bazı buluntulara rastlanmış bir höyük. Hatti uygarlığına ait, Alacahöyük ile benzerlik gösterdiği söyleniyor. Dün taksiciden yolun tarifini almıştım, ama gene de sorarak bir yokuşu çıkıp neresi diye meraktan sorduğum kişi burası diyor. Neresi? Burası. Ama burada bir şey yok! Evet kalmamış görülecek bir şey. Yoğun tarım tahribatına uğramış. Kazı sırasında çıkan parçalar da Amasya-Tokat-Ankara müzelerine gitmiş. Yurt dışına kaçırılanlar da Nev York ve Paris müzelerinde sergilenmekte. Burada bulunmuş, özel bir öneme sahip ‘Bebeğini Emziren Ana’ heykelciği ise Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde (Ank.).

Geldiğim gibi dönüyorum. Taksi durağı yanından devam ve birazdan başlıyorum tırmanmaya. Yol dar, asfalt enayi, geçen araçlar da var. Tırmanış da fevkalade. İki kilometre boyunca %7-14 arası tırmandım, Normal’le. [e] 8,5 km/09.25/%20 harcandı. Şimdi güzel bir iniş ve gelen yol ayırımından sağ, Tanoba’ya sapıyorum. Yol şimdi muhteşem oldu. Tam bisiklet keyfinin çıkacağı şekilde. Hafif bir iniş, %1 kadar. Sağ sol tarlalar, bamya, tütün ve ayçiçeği ekili. Otlayan inekler. Yol üzerinde toplanmış köylüler. Ayçiçeğini biçip ayıklayıp kamyona dolduran kocaman bir biçer döver...

Saat 9.55, 17 kilometre sonra Tanoba’nın mahallesi Tonu geçiliyor ve Tanoba’ya tam yaklaşırken, dünkü taksici bana yetişmiş gideceğim yönü tekrar tarif ediyor: Sağdan köprü üzerinden sonra 500 metre gene sağ, Esençay’a git. Ne güzel insanlar var.

Erbaa’dan başlayarak Tanoba’dan geçen ve şu an Gâvur Yolu diye bilinen patika yol, Tarihi Roma Yolu güzergâhı. Bu yol Esençay’dan, Çakırsu, Darma, Tekke, Baraklı, Ebemi ve Uygur kasabalarına uzanan güzergâhı izlemekte. Ceviz ağaçları dolu etrafta, daha olmamışlar ama. [e] 21 km/10.05/%40 harcandı. Esençay’a geldim. Saatler erken, bir çay içeyim şurada. Hem de insan tanırım. Çaycı kağıt oynuyor. Yerinden kaldırıp bir çay istiyorum, 50 kuruş. Yan masadakilerle başlayan sohbet sonucu buranın CHP’li olduğu çıkıyor. Masa arkadaşlarımın biri Almanya’da uzun yıllardır yaşıyor, bu köyden, Bahattin Bey. Diğeri emekli polis, İzmir’de yaşıyor, o da bu köyden, Ruknettin Bey. Çaylar eşliğinde siyaset, Almanya’daki Türklerin durumu, bisiklet yolculuğu... Neredeyse bir saatimi burada geçiriyorum. Buranın eski adı Bidevi. Bedevi’den gelmekteymiş. Arapça göçebe. Bu arada Murat Bey arıyor, merak etmiş. Ben de yeni dostlarımdan izin alıp yola tekrar çıkıyorum.

Esençay halkı 1041 yılında Horasan'dan gelip, buraya yerleşmişlerdir. Yörede Bizans'ın uzantıları mevcuttur. Cengiz Han'ın torunlarından Çeltek Han da bu yörede yapılan bir savaşta şehit düşmüştür. Buradaki halkın bir kısmı da Reşadiye ve Divriği'den gelip buraya yerleşmişlerdir. 
Vikizero, Vikizero2

Kumluca üç kilometre uzakta. Fazla sürmüyor ulaşmam. Murat Bey evin önünde beni beklemekte. Tüm Happy Garden burada; Murat Bey, eşi Fadime Hanım, büyük kızı Ebru Zeynep, oğlu Ahmet, küçük kızı Zümra ile babası Mehmet Bey ve annesi Gülendem Hanım.

Bir şeyler yedikten sonrası hep beraber, çocuklarla Borabay Gölü’ne (bazı kaynaklar Boraboy demekte) gidiyoruz. Murat Bey bizi arabasıyla götürüyor. 30 kilometre kadar uzakta. 1100 metre rakımda güzel bir göl. Çepeçevre dolaşıyor, fotolar-videolar çekiyoruz. Pazar ve bayram nedeniyle kalabalık. Kütük evlerde kalma, çadır kurma imkanı da var. Göl üzerinde teknelerle dolaşılıyor...

Borabay Gölü. Akdağ eteklerindeki Çivili Tepe’den doğan Çatağın Deresi’nin, toprak kayması sonucu tıkanmasıyla oluşan bir set gölü. 1051 metre yükseklikteki derin bir vadi tabanına yayılıyor. Gölün doğu ucunda dipten sızan su, akışını tekrar kazanarak Yeşilırmak’ın bir kolunu oluşturuyor. Göl, 675 metre uzunluğunda, 175 metre genişliğinde. Derinliği ise 30 metre. Gölün etrafında kayın, sarıçam, sedir, kestane ağaçları ile karışık tabiat harikası gölün rengi zümrüt yeşilidir. Güney kıyısı sarp ve diktir. Kuzey kıyısı piknik amaçlı kullanılmaya uygundur. Sonbahar ve kış aylarında farklı güzellikler sergileyen gölde kızılkanat, yayın, sazan ve alabalık bulunuyor. Canlı çeşitliliğini korumak amacıyla gölde avlanmak yasak. Borabay’da kamp ve piknik yapmanız mümkün. Orman Genel Müdürlüğü’ne ait bungalovların dışında belediyenin işletmesini yaptığı, apart tarzındaki ahşap evlerde de kalınabiliyor. Borabay kasabasından gelen yolun göle kavuştuğu noktada yine belediye tarafından işletilen bir restoran bulunuyor.

Dönüşte evde hazırlanan sac yağlısı (lavaş), çoban salata ve çay ile karnımızı doyuruyor, yandaki tarladan gelen mısırları haşlıyor, terasta oturarak sohbetimize devam ediyoruz. Murat Bey’in ablası, kocası ve çocukları da gelmişler İstanbul’dan. Onların da katılımıyla oldukça kalabalıklaştık. Bahçede kurulu semaverden devamlı çay takviyesi yapılmakta.

Akşam Murat Bey’in amcasının evinde toplanılıyor. Köyün tamamı geldi mi bilmiyorum ancak oldukça kalabalık var. Kadınlar içeride, erkekler dışarıda ayrı bölümlerde oturuyoruz. Etli pilav da var ikram edilen. Sanırım bir meselenin uğruna bunların hepsi. Bolca çayla beraber çekirdek çıtlatılıyor, akepenin durumu tartışılıyor. Yandaş iki kişi savunmadalar ama üstlerine giden çokça.

Kumluca Köyü’nün eski adı Boladan’dır. Köyünün yanından geçen Boladan Çayı’nın getirdiği bolca kumdan dolayı köyün adı Kumluca olarak değiştirilmiştir. 1915 yılında Rumların köyü terk etmesiyle beraber farklı zamanlarda çevre il ve ilçelerden aldığı göçlerle köy yeniden kurulmuştur. Bir dönem tütünüyle ön plana çıkan Kumluca Köyü başta İstanbul ve İzmir’e yoğun şekilde göç vermiştir. 










Erbaa-Kumluca
Tur tarihi: 27 Ağustos 2017
Kat edilen mesafe: 27,77 km.
Ortalama hız: 14,5 km/sa.
Bisiklete biniş süresi  1 sa. 54 dk., dışarıda geçen süre 3 sa. 39 dk.
En yüksek sıcaklık 27˚C, en düşük 23 ˚C, ortalama 24 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 473 m, kaybı (iniş) 218 m.
En düşük irtifa 231 m., en yüksek 576 m.

Garmin yol bilgileri Erbaa-Kumluca

Relive yol bilgileri Erbaa-Kumluca




Horoztepe




Yol şimdi muhteşem oldu. Tam bisiklet keyfinin çıkacağı şekilde    



Sağ sol tarlalar, bamya, tütün ve ayçiçeği ekili    


Ceviz ağaçları dolu etrafta, daha olmamışlar ama    


Esençay


Ruknettin Bey ve Bahattin Bey ile, Esençay


Borabay Gölü’nde çekim

Borabay Gölü    


Borabay Gölü, 675 m uzunluğunda, 175 m genişliğinde. 
Derinliği ise 30 m


Murat Bey, büyük kızı Ebru Zeynep, oğlu Ahmet ve
 küçük kızı Zümra, Borabay Gölü

Borabay Gölü    






























































































28 Ağustos 2017, Pazartesi / Kumluca – II (29. gün)

Sabah erken uyandım gene. Gecem rahat geçti. Yer yatağında yatmak çok keyifli. Baba ve anne erkenden kalkmışlar bile. Baba tarlaya bamya toplamaya gitmiş. Biraz oyalanıp yedi gibi kalkıyorum. Murat Bey daha sonra kalkıyor. Tabletten günün haberlerine bakmaktayım. Hava durumu da önemli. Bazen beklenmedik sürprizler oluyor. Mesela yağmur gibi.

Kahvaltımız nefis geçiyor. Tavada kızartılmış biber ve domates, içine bandırılan ekmek, zeytin, bolca çay. Yemekler odun ateşinde pişiyor. Çay semaverde demleniyor. Tam köy işte.

Öğlene doğru kuşburnu toplama işi var. Hava bugün sıcak. Güneş var. Tarlalardan geçiyor yolumuz. Murat Bey ve oğlu Ahmet ile kolumuzda kovalar, elimizde eldivenler kuşların burunlarını koparıyoruz. Dikenler batmakta, kollarımız çizilmekte. Ne zor işmiş. Bir çalı bitiyor diğerine geçiyoruz. Temiz hava, uçsuz bucaksız tarlalar. Bazı bölümler sürülmüş. Geç kaldık tabii bu iş için, güneş tepemizde, sıcaktan ağaç gölgesine sığındık. 5 kilo kadar topladık. Sıcaktan bayılacağız ama. Ahmet de benimle yan çiziyor, Murat Bey’i dönmeye ikna ediyoruz.

Ziyaretçi eksik olmuyor Muratgiller’de. Bayram için köy dolmuş, herkes de birbirini tanıyor. Gelen giden çokça. Baba ve anne bamyalarla uğraşıyorlar. Çiçek açmaya başladıktan sonra toplanan bamyaları uzunca iplere dizip kalınca bir beze sarıyorlar. Ertesi gün sabah bezi açıyor, yumuşamış olan çiçek tablaları temizleniyor ve yarı güneş alan yerlere asarak kurutuyorlar. Çiçek Bamya bu bölgenin önemli ürünü. Taşova için önemli bir gelir kapısı. Bamya ayriyeten önemli bir besin de. Mide bağırsakların düzenli olarak çalışmasını sağlar. Sindirim sistemine yardımcı olur. Lif oranı yüksek bir besin olan bamya aynı zamanda idrar söktürücüdür ve kabızlığı giderir. Halsizliğe iyi gelir. Daha ne olsun?

Murat Bey ve eniştesi ile Taşova’ya gitmekteyiz. Buraya on yedi kilometre uzaklıkta. Müthiş bir kalabalık var ilçede. Bayram öncesi trafiği. Çok anlatıldı, görelim istedik, Konyar Cafe Restaurant. Trileçe yiyor, kahve içiyoruz. Beş ay önce açılmış. Ancak dondurmacıyla anlaşamadıklarından daha dondurma yok. Maalesef. Hazır gelmişken ev ihtiyaçları alınıyor (50 kg un, 10 kg şeker) ben de iki karpuzu kapıp dönüyoruz köye. Yarınki dönüş yolum buralardan geçecek. Alıcı gözle bakınıyorum etrafıma.

Akşamüstü yağlıca ile domates-zeytin-çay eşliğinde karnımızı doyurduktan sonra kızlarla böğürtlen aramaya çıktık. Yakındaki bahçelere dalıp, yüksektekileri ben, alçakta olanları onlar topluyor. Hava kararmakta.  Dönüşte kalabalık bir koyun sürüsü arasında kaldık. Meraklı bir koyun uzunca süre bekleyip bizi inceliyor. Hatta dönüp yanımıza geliyor. Büyük kızlar kaçışıyorlar. En küçükleri Zümra korkmuyor, sarılıyor. Korkusuz Zümra, aferin sana diyor koyunumuz. Akşam, topladığımız böğürtlenleri dondurma eşliğinde servis ediyorlar. Yani böğürtlenli dondurma, çok çok lezzetli.

Hanımlar hamur kesmekte. Aynen Görümlü’de olduğu gibi imece usulü. Bir yandan da sohbetteler. Köyün futbolcuları arabalara doluşup Murat Bey’le birlikte gece maçına ayrılıyorlar. Sabahtan beri kaynayan kuşburnu kazanının suyu çekildi, ağdalaşarak reçel kıvamına geldi. Kavanozlara dolduruluyor, kazanda kalanı sıyırmak çocukların olduğu gibi büyüklerin de zevkli işi. Ben de boş durmuyor, tahta kaşığımı kenarlarda gezdirip nefis reçelin tadına bakıyorum.

Taşova’nın batısından doğusuna doğru içinden Yeşilırmak nehri geçmektedir. Her iki yanında yükselen Sakarat Dağı ve Akdağ ile çevrilmiş olan Taşova verimli toprakları ve güzel coğrafyası ile şirin bir ilçedir.

Türkiye’nin çiçek bamyası ihtiyacının büyük bölümünü karşılayan Taşova soğanı ile de meşhurdur. Tütün ekiminin sıkça yapıldığı dönemlerde Taşova tütünü ülkemizin bilinen en kaliteli tütünler arasında yer almaktaydı. Kiraz, üzüm, elma önemli gelir kaynaklarımız olup, fındık, kivi de dahil her türlü ürünün yetişebileceği bir iklime sahiptir.


Çiçek bamyası 



Kuşburnu kaynamaya hazır


Amma erik ha



Sıkıntılarını atlatacaksın


Taşova


Aydın insan okul yaptırır



Gülendem Hanım kuşburnunu kaynatıyor


Mehmet Bey çayı demliyor


Öztürk ailesinin evi, Kumluca


































































30. gün (devamı) Kumluca–Amasya - 27. gün (öncesi) Görümlü–Erbaa




[bisikletle]Türkiye: Çoruh Nehri Boyunca

Kars-Sarıkamış = 58,39 km


Horasan–Narman = 93,09 km

Narman–Uzundere = 67,31 km

Uzundere–Yusufeli = 57,77 km

Yusufeli–İspir = 57,77 km

İspir–Baksı = 66,89 km

Baksı–Bayburt = 66,77 km

Bayburt–Köse = 62,96 km

Köse–Şiran = 55,80 km

Şiran–Alucra = 45,81 km



Suşehri–Zara = 59,42 km

Zara–Sivas = 71,93 km

Sivas–Yıldızeli = 48,79 km

Yıldızeli–Tokat = 60,60 km


Görümlü–Erbaa = 101,38 km

Erbaa–Kumluca = 27,77 km

Kumluca–Amasya = 54,07 km