12 Nisan 2010

11 Nisan Ballıca, şimdi haberler...

Merhaba Ekip!

Muhteşem tur sonrası en erken eve varan ben olduğuma göre methiyeleri yazmak da bana düşer diye düşündüm :) (Firuzan gene önden gittin :)) Ben maili yazarken pat diye senin mailin düştü).

İtiraf ediyorum Ballıca yapalım derken geçen hafta bahsi geçtiği ve maillerde yaşanan problem nedeniyle değerlendirilemediği için itiraz gelmeyeceğinden emindim; güzergah üstünden katılacak olmam bu sefer sezonu açmak için bana adım attıracaktı...

Tam da konuştuğumuz gibi ve kararlaştırdığımız saatte Bostancı bisiklet yolunun üstünde bir araya geldik. Hava sertti, rüzgar hem gidişte hem dönüşte bize köstek olmayı tercih edecekti (günün tek olumsuzuydu rüzgar ama o da bizi terbiye edecekti)... Dragos’ta mola vermek sabah şeriflerimizin hayırlı olmasına yetmişti, hatta bi ara Fikret Albay'a kadar uzandık. Sohbetler derinleştikçe herkesin karşıdan gelmiş olması dikkatimi çekmişti; hem de herkesin Nişantaşı, Sarıyer, Kağıthane gibi şehrin güzide semtlerinden gelmiş olması beni Rumeli Feneri’ne gitmekten alıkoyan "yolun gözünde büyümesi" faktörünü anında sıfırladı, hatta haftaya günü birlik Sazlıdere'ye gitmeye karar vermemi sağladı. "Herkes geliyor değil mi? Anadolu yakasından bir ben bir de Mehmet olacak gibi bi de yol da tanıştığımız bir arkadaş. Her neyse o kadar utandım ki ne yapıp edip katılacağım haftaya size:) Firuzan, Mustafa Bey, Vedat Bey, Yasin, Banu, Emre, Cenap Bey, Fahri Bey Sirkeci'de buluşacağız". Turun devamını merak edenleri bekletmeden sözlerimi sürdürüyorum; Dragos'tan çıktıktan sonra Ballıca'ya kadar dur durak olmaksızın pedal bastık. Bir kaç durakladığımız yerde de ben duramadım çünkü ekip malum kış uykusundan yeni uyanmakta olan beni bekliyordu, 5 aydır bisiklete binmemişim üstüne de inik bir lastik ve fren sürtmesinin keşfi, ben anca kendime Ballıca’da geldim. Neyse ki gerek Firuzan'ın gerek Mustafa Bey'in rehberliği bizi pedal çevirirken bir de düşünmekle uğraştırmadan sorunsuzca tur boyunca hedefe varmamızı sağladı. Bunun için kendilerine ayrıca teşekkürü borç biliyorum, tekrar teşekkür ederim! Vedat Bey ile Yasin de yokuşlarda Norveç uygulamalarına taş çıkartacak "0" maliyetli bir yöntem ortaya koydular, patenti bende kimselere söylemem :) Onlara da ayrıca teşekkür ediyorum tabi. Ballıca'da mola verdikten sonra At Çiftliği’ne gittik, Cenap Bey'in hobisi, uzmanlığı günümüze renk kattı, teşekkürler Cenap Bey! Gün boyunca sadece köpeklerle değil atlarla da ilgilenebildik sayesinde... Neyse lafı çok uzatmadan yavaş yavaş dönüşe geçeyim; her anı yazarsam turun süresi kadar tutacak yazmak, her an öyle güzeldi işte! Sahile çıktığımızda Kartal'da Ekolojik Pazar’a uğrama fırsatımız da oldu, çünkü saatler o sırada daha 16:00’yı gösteriyordu. Muhteşem bir tempoyla muhteşem keyifli 100'e yakın kilometre yapmış olmanın deşarjı ve sarhoşluğuyla biraz organik biraz asimetrik (yamuk:)) ) bir şekilde çantamı organik havuç ve elmalarla doldurmuş olarak ben Bostancı'dan ayrıldım. Ekip ise anılarına anı katmaya devam ederek karşıya geçecekti... Eminim daha çook matrak şeyler olmuştur! Haftaya bıraktığımız yerden devam etmek dileğiyle. Teşekkürler herkese!

Sevgiler,
Pınar

Ne güzel toparlamışsın, teşekkürler.

Biz de sahil bisiklet yoluna geçip FBOE önünde Cemal ve Fahri’den ayrıldık ve Banu, Emre, Firuzan, Yasin, Vedat ve ben olarak 20 sn. farkla vapura yetişemeyip yarım saat bekledik. Ama bu arada sohbete devam ettik.

Eve Nişantaşı’na vardığımızda saat 19 olmuştu. Km saatim 117,81 gösteriyordu. Ortalama 16,8 ile bu 7 saat bisiklet üzerinde olduğumuzu ifade eder. Ne güzel değil mi? Koca bir günü dolaşarak, açık havada geçirmek, hele de oralardaki temiz havanın ciğerlerimize dolduğu anı düşünsenize.

Herkese iyi bir hafta ve yeni bir gezide buluşmak üzere, adios amigos.
İlginizi çekebilir Poyraz Altılısı