15 Aralık 2014

Kemerburgaz - BelgradOrmanı, ±1150 küsur

Aralık ayındayız ve kış daha gelmedi. Yağmurun yağmadığı günleri fırsat bilip İstanbul Çevre Turları’mızı sürdürüyoruz. Bir hafta Anadolu, bir hafta Avrupa yakası, arada bir şehir içi dolanıp duruyoruz. Farklı yollar-güzergahlar deneyerek.

Kemerburgaz’a son olarak Boğaz yolundan gitmiştik. Bu sefer Hasdal üzerinden olsun dedik. Sabah 9 gibi Karaköy’den Haldun, Serhan, Levent, Kamil, Ali, Cenap ve Bodrumlu misafiri Orhan ile hareket ettik. Gültekin ve Gülcan lastik yarılması yüzünden (yoldaki kırık bir şişe dibinin sebep olduğu) farklı bir noktadan dahil olacaklar. Orhan’a tekrar geçmiş olsun. Kuruçeşme’deki 2 köpeğin saldırısını bir sıyrıkla atlatmış.

GEO dergisi ocak sayısını bisiklete ayırmış. Bisikleti ulaşımda, kent yaşamında, işe gidip gelmekte kullananlarla bir röportaj yapmak üzere bizi de Balat’ta bekleyecekler. Zamanında buluşma noktasındayız. Yasin ve arkadaşları çoktan gelmişler. ‘Herkese birer telefon’ bu haftaki anahtar kelime. Aslıhan hanıma 45 dakika boyunca yaşadıklarımızı, amaçlarımızı, sıkıntılarımızı, çözüm önerilerimizi anlatıyoruz. Herkesin söyleyecek çok lafı var. Sonunda mesele dönüp dolaşıp eğitime bağlanıyor. Ne yaparsan yap, insanı eğitmedikçe bir şey değişmiyor. Yol yapıyorsun üzerine park ediyor, mangalını kuruyor. Yasa çıkarıyorsun, denetleyen yok, uyan yok. Küçük yaşta insana bisiklet bilinci aşılanmadıkça kocaman adama laf anlatamıyorsun. Kafası basmıyor, algılayamıyor. 3. dünya ülkesi olmaktan kurtulamıyoruz.

Sabah trafik daha canlanmamış. Alibeyköy’deki otobüs indirme-bindirme yerini taşımışlar. Hasdal çıkışı ferahlamış. Asfaltı da yenilemişler. Rahatça tırmandık. Neydi o eski durum. Her yerden kocaman otobüsler adamın üzerine üzerine gelirdi. Yetmiyormuş gibi bir de servis araçları.

Otoyolun tek avantajı güvenlik şeridinin geniş, asfaltın iyi olması. Onun dışında damperlilerin bitmez tükenmez geçişleri, sesleri. Bütün İstanbul’u onlar kapladı. Olmadıkları yer yok. Çok da hızlı kullanıyorlar. Birbirleriyle yarış halindeler. Ne kadar taşırsan o kadar para!

Kemerburgaz ilk molamız. Acıkanlar, nikotini düşenler... kahvede yerimizi alıyoruz. Güneş çıkmış. Firuzan’ın önerisiyle masayı sıcak ışınların altına çıkarıyoruz. Kış günü güneşin kıymeti daha iyi anlaşılıyor. Nedendir insan hep kaybettiği şeyi arar?

Vedat ve arkadaşlarının da katılmasıyla Onbeşlik oluyoruz. Karnımız da doyduğundan orman diye yola çıkıyoruz. Cenap ve Orhan buradan geri dönüyorlar. Çiftalan yolu daha beter bir damperli trafiğiyle ablukaya alınmış. Dar yol, bozuk asfalt (kamyonlar içine etmişler) adamın asabını bozuyor. Bir zamanların güzelim bölgesi cehenneme döndü.

Grubumuzdaki gençler birbirleriyle yarış halindeler. Vedat’ın da verdiği gazla kaldırımlar, yollar dar gelmekte. Anlayamadığımız bir durumla karşı karşıyayız. Gençlik olsa gerek. Kanları kaynıyor.

Buraya kadarki tüm telaş şu ormanın güzelliği için. Girer girmez ortam, sesler, kokular değişiyor.

Belgrad Ormanı sadece bir orman değil, havuzlarla, bentlerle, su kemerleriyle süslenmiş bir su diyarı. Tarih boyunca İstanbul’a hayat veren suyun can damarı.

Sultanahmet Meydanı’na ünlü Mısır Dikilitaş’ını diken İmparator Büyük Theodosius, suyu İstanbul’a getirmek için bentler ve su kemerleri dikince Belgrad Ormanı da tarih sahnesinde boy göstermeye başlamıştı. Artık o sadece temiz hava sağlayan, kuşların öttüğü, insanları huzura kavuşturan bir doğa parçası değil, İstanbul’a temiz, berrak içme suyu sağlayan bir su diyarıydı. Onun için de Bizans sıkı bir şekilde korudu Belgrad Ormanı’nı. Bu konuda, Bizans’ın 404 yılında yürürlüğe koyduğu emir, tarihin kulağına takılmış altın bir küpe gibidir. Söz konusu emirde, Belgrad Ormanı’ndan çalınan her 28,3 gram su için 453,5 gram altın ödeme cezası buyruluyordu. Bizans kesin ve kat’iydi. Osmanlı’da bu konuda Bizans’ın gerisinde kalmadı.

Dal kesenin hakkından gelin

Buyruk padişah II. Mustafa’ya ait. Buyruğa göre Belgrad Ormanı’ndan bir dal kesen acilen bulunacak, atların semerleri ve arabaları parçalanacak, kendilerinin “hakkından gelin”ecekti. Padişah böylece söz konusu Belgrad Ormanı olunca ne kadar hassas olduğunu belirtiyor, dalına bile dokunmayın diyordu.

Bir su diyarı olduğundan Belgrad Ormanı kıymetli bir gül gibi böyle korunmuştu tarihte. (BirİstanbulHayali)

Gel gelelim günümüzde Yeni Osmanlıcılar padişah buyruğunu bilmedikleri-umursamadıkları gibi doğa dostu olduklarını iddia ederek ağaç katliamını inanılmaz boyutlarda sürdürmekteler.

Malumunuz orman adını Kanuni Sultan Süleyman’ın Belgrad seferi dönüşü getirdiği çok sayıda Sırp tutsakların buradaki Ayvat Köyü’ne yerleştirilmesi sonucu almış. Orman içinden vakti zamanında tren yolu da geçmekteymiş, Haliç-Karadeniz sahra hattı. Emre’nin bildirdiğine göre: “Silahtarağa'daki santrale kömür taşımak için 1911 yılında hizmete açılan demiryolu ağı, Cendere yolunu takiben Kemerburgaz'da iki kola ayrılıp, biri Göktürk köyünden geçip Terkos köyüne kadar uzanıyor. Diğer kol ise Belgrad Ormanı’nın içine dalıyor. Daha sonra köyler arası yolcu taşımacılığı bile yapılıp nedense 1960’lar civarında hat kapatılıyor. Hattın uzunluğu inanılmaz, tam 66 km. Üzerinden asfalt yol yapılmış, günümüzdeki Göktürk ve bizim de bisiklet güzergahımız.” 





































Vedat, Yasin ve arkadaşları ormanda bizden ayrılıyorlar. Biz de Gültekin ve Gülcan ile buluştuktan sonra (onlar da ana kapıdan girmişler) Çayırbaşı’nda verilen mola sonrası İstinye’ye pedallıyoruz.

İstinye’de Gültekin’in bulduğu dernek kahvesinde (çaylar 35 krş, kahve 1 lira) kısa bir son sohbet, kalanlara-dönenlere veda (Gültekin+Gülcan, Kamil) ve ver elini Beşiktaş. Haldun daha önce kendini tempoya kaptırdığından duracağımızı unutup çoktan evinin yolunu tutmuştu.

Beşiktaş, evli evine yolcu yoluna noktası. Ali, Levent ve Serhan üç ayrı yöne, bizse boğazın öbür yakasına doğru.


Kemerburgaz-Belgrad Ormanı Gezisi: (Kızıltoprak)-Karaköy-Eminönü-Alibeyköy-Hasdal-Kemerburgaz-Belgrad Ormanı-Bahçeköy-Çayırbaşı-İstinye-Beşiktaş-(Kızıltoprak)

Tur tarihi: 14 Aralık 2014
Kat edilen mesafe: 69,96 km.
Ortalama hız: 13,5 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 5 sa. 10 dk., dışarıda geçen süre 9 sa. 53 dk.
En yüksek sıcaklık 21 °C, en düşük 10 °C, ortalama 12 °C 
İrtifa kazancı (çıkış) 950 m; kaybı (iniş) 951 m.

Garmin yol bilgisi Kemerburgaz-Belgrad Orm.







































Foto ve video katkıları için Haldun, Levent ve Ali’ye, tren hattı bilgileri için Emre'ye teşekkürler.

Haydoy’a yapılan bağışlar için tekrar teşekkürler.


Bu bölgeye yapılmış geziler Kemerburgaz-Fikret Albay'la, Kemerburgaz-PasÇözücü