18 Ağustos 2015

Belgrad Ormanı - Gümüşdere, “Patlak Matlak”

İsabetli bir karar, Belgrad Ormanı. Ağaçların yaydığı gölge ve serinlik bu yaz sıcağında ilaç gibi geldi. Gümüşdere’ye kadar sıkıntı yoktu. Ama sonrası, üçüncünün bağlantı yolları vs, İstanbul’un kazılmadık köşesi kalmamış. Ortalık karma karışık. Yollar hep inşaat durumunda. Daracık, toz toprak içinde. Tepende de güneş. Tam bir cehennemdi.

Sabah gene 8.15’le geçtik Beşiktaş’a, Haluk ve Cengiz’le. Ancak Cengiz fazla oynadığı tenis yüzünden Beşiktaş’tan geri dönmek istedi, beli sıkıntı veriyormuş. Serhan, “son dakika” Ali  ve Turgay ile bastık pedallara, Yeniköy’den Gültekin’i alıp 8’li olarak Çayırbaşı’na.

Her geçen gün yollarda bisikletçi sayısı artmakta. Bugün de öyle bir gün. Gidiş-geliş her yönde tek, çift veya gruplar halinde bisikletçileri görüyoruz.

Güneşin ısısı daha tam yükselmedi, tahammül derecesinde. Ama tepeyi bulduğunda 35 dereceleri aşıyor. Rotamız Çayırbaşı’ndan sonra Kemerburgaz-B.Ormanı ve Gümüşdere’den Zekeriyaköy-Sarıyer ve Beşiktaş.

Çayırbaşı’nda kahvaltıda Gültekin dağ tırmanışını paylaşıyor. Gürcistan-Rusya’da adını bilmediğim bir yer. Anlatılanlardan çok keyif aldığı belli oluyor. Gürcistan çok güzelmiş. Oralara da pedallamak lazım. Şimdi ilişkilerimiz iyi, kim bilir bu komşumuzla da ne zaman bozulur?

Mangalcılar çoktan yerlerini kapmışlar. Bugün işgal edilmemiş nokta görmedik. Her yere amip gibi yayılmaktalar. Yanık et kokusu, genelde de ucuz olduğundan tavuk pişiriyorlar, mide bulandırıyor.

Demişken aklıma sar(ım/mı)sak geliyor. Türkçe Sözlük ve İmlâ Kılavuzu’nda “sarımsak” olarak geçen kelime halk arasında “sarmısak” şeklinde sıkça kullanılıyor. Hangisi doğru?

Kurumumuzca yayımlanmış olan Türkçe Sözlük (1998) ve İmlâ Kılavuzu (2000) “sarımsak” biçimini doğru kabul etmiştir. Bunun sebebi, kelimenin sar- fiilinden çıkmış olan sarım (içmek’ten içim gibi) türevine dayanmasıdır. Sarım üzerine de –sak eki gelmiştir. Sar-‘dan sarım yapılabilir; fakat sarmı yapılamaz. Dilimizde sarmısak biçimi de yaygın olarak kullanılmaktadır. Fakat doğru olan kullanılış sarımsak’tır diyor TDK.

Türkçe abecede bir harf var, K. Herkes farklı okur nedense. TSK, AKP, PKK, STK, KDV, KBB, KKTC... şeklinde gider. Kimi “a” ekler, kimi “e”. Siz? 13. sırada yer alan bu harfin okunuşu “ke” şeklinde. Türkçede tüm ünlü harfler “e” ile okunmalı diyor gene TDK.
Kaynak TDK

Bunun gibi bazı kelimeleri de yanlış kullanabiliyoruz. “Mütevazi”nin anlamı “birbirine paralel, eşit” olduğu için, “alçakgönüllü” anlamına gelen kelimenin “mütevazı” olduğunu unutmamalıyız. Aynı şekilde “takdir”in ”değer biçme”, “taktir”in ise “damıtma/distilasyon”, “tefriş”in “döşemek”, “teşrif”in ise “şereflendirmek/onurlandırmak” anlamına geldiğini hatırlayalım. “Mütehassis” olduğunuzda “duygulanmış” olursunuz; “mütehassıs” olmanız ise, sizin bir işte “uzman” olduğunuzu ifade eder.

Haluk ormana bu yol üzerinden ilk girdiğinden çok keyif aldığını söylüyor. Bahçeköy’den Kemerburgaz’a giden yol, hani ağaçlarla sağlı sollu kaplı olan çok keyifli. Ancak dikkatli sürmek gerek, hızını ayarlamazsan dönemeçlerde kolaylıkla savrulur veya karşıdan gelenle kucaklaşırsın. Belediye bazı orman girişlerinde düzenleme yapmış, bazı yeni girişler açmış sanki. Ama getirdiğini götürmekten aciz insanımız illaki çöpünü ortada bırakacak. Yani şöyle arkasından pisliğini toplayanı daha göremedik. Halbuki haftaya gene gelecek ve içinde oturacak. O da rahatsız etmez bizimkini. Çöpün içinde piknik yapan, yüzünü manzaraya dönecekken sırtını dönen... çok gördük.

Yol üzerindeki çeşmeden sularımızı da tamamlayıp devam ediyoruz pedallamaya. Kemerburgaz’a az kaldı derken sağda Haluk’un ön tekerini sökerken görmek patlak olduğunun işareti. Bu ilki. Turun adı “patlak matlak” işte bu yüzden.

Haluk ve bazı arkadaşlar patlakla uğraşırken Firuzan ve Serhan da böğürtlen toplamaktalar. 2 kat boyu olsa insanın üstlere kolayca uzanacak. Ama çoğuna baka kaldık, gene de tattık.

Turgay’ın yedek iç lastiğini vermesiyle iki kere uğraşılan sorun çözülüyor. Kural 1; mutlaka yedek iç lastik taşı!

K.Burgaz’da içilen ev yapımı ayranlar, bolca sohbet ve devam. Çiftalan sapağındaki benzincide lastiğe hava basmaca ve Kurtkemeri orman girişine doğru sürüyoruz velespitleri. Dalgınlıkla sola biraz kayınca arkadan gelen araba teğet geçiyor. Bereket hız yok. Ondan kurtulma çabası, kilitli pedal son anda ayağımdan çıkıyor. Ama sola yatırdığım bisikletin üzerinden o hızla inince toparlayamayıp karşı şeride koşmak durumunda kalıyorum, yere kapaklanmamak için. Karşıdan gelen damperli neyse ki  fark ediyor, duruyor. Haliyle arkadaşlar heyecanlandı, bir şey oldu kaygısıyla.

Yani kilitli pedal iyi de çıkaramazsan yandın. Bu kullandığımız pedalları yeni çıkardı Shimano; Click‘R. 8 derecede sökülüyor. Diğer SPD’ler 13 derece döndürmen lazım ki kurtulabilsin ayağın.

Orman öncesi sağdaki Orman İşletme Şefliği’ne sularımızı tazelemek için dalıyoruz. Kapıdakilerin şaşkın bakışları arasında. Etraf kütük dolu. Su da buz gibi kaynak suyu. Aile fotosu çekmeden de ayrılınır mı? Onu da hal edip tam çıkarken “eyvah lastik patlak” anonsu geliyor. Levent’tin bu ses. Haydi tekrar tezgah kuruluyor ve iç lastik değişerek mesele çözülüyor. Dış lastiğe haince batmış diken ustaca cımbız ile çekiliyor. Kural 2; mutlaka yanında cımbız bulundur! Yoksa o iğneyle çok uğraşır devamlı lastik yamarsın :))

Yaprakların sesi, çalılardan gelen hışırtılar, ağaçların gölgesi, bu sıcakta ormandan iyisi olamaz. Gişe sonrası gelen rampa bile çekiliyor. Ceylan Üretme İstasyonu’ndan sola sapın önerilmişti K.Burgaz’da. Ama toprak yol taraftar bulamıyor ve biz gene bildiğimiz Kömürcü Bendi üzerinden gidiyoruz.

Belgrad Ormanındaki en eski bent olan Kömürcü Bendi ormanın üst kısmında bulunmaktadır. Kömürcü Bendi Karanlık Bent olarak da bilinir ve 2. Osman tarafından 1620 de Kağıthane deresiyle buluşan Topuz dereciği üzerine inşa edilmiştir. Geyik Üretme Sahası Kömürcü Bendin bitişiğine tesis edilmiştir. Tabiat Parkı İçerisinde eskiden Alabalık Üretme İstasyonu ve Pekin Ördeği Üretme Tesisleri bulunmaktaydı. Ancak suyun kalitesinin alabalık için yazın uygun olmaması nedeniyle bu uygulamalardan vazgeçilmiştir. Balık üretme istasyonundan vazgeçilmesinin bir nedeni de geyiklerin içtikleri suyun kirlenmesine sebep olmalarıdır.

Orman sonrası yol toprak ve taşlık. Dikkatli sürmek lazım, kayabiliyor teker. Gene üçüncünün bağlantı yollarının ayakları altından geçiyor, katledilen doğaya tekrar tekrar tanık oluyoruz.

Gümüşdere acıkanların-susayanların-ihtiyaç sahiplerinin molası oluyor. Tostlar 5 lira, çay/ayran 75 krş. İsmail, Afgan göçmeni, harıl harıl müşterilere hizmet ediyor. Bahçe kalabalık, her taraftan sesler: ‘smail çay getir... İsmail’in yüzü hep gülüyor. Bizim fotomuzu çekerken de.

Gümüşdere sonrası  yollar inşaat nedeniyle dar-bozuk ve pazar trafiğiyle dolu. Sıkıntılı ve rahatsız edici durum. Ara sıra durarak-bekleyerek Zekeriyaköy’e ulaşıyoruz. Sonrası malum, eski köye çıkıp kahvede bir dinlenme. Burada Ali ve Haluk yanlış saptıklarından onlarla benzincide sonradan buluşup Sarıyer’e iniyoruz.

Yeniköy’de bir trafik kazasına tanık olmak hepimizin keyfini kaçırıyor. Babasının elinden kurtulan bebeye minibüs çarpıyor. Hiç anlatılacak gibi değil. Umarız kötü değildir durumu.

Turgay ayrılıyor, bizler de İstinye’de verilen son molayla Gültekin’den ayrılıp Beşiktaş’tan 8.45 gemisiyle geçiyoruz. Hava kararmaya başladı bile.














Belgrad Ormanı-Gümüşdere "Patlak Matlak" Turu: (Kızıltoprak-Kadıköy)-Beşiktaş-Çayırbaşı-Bahçeköy-Kemerburgaz-B.Ormanı-Kömürcü Bendi-Gümüşdere-Zekeriyaköy-Sarıyer-Beşiktaş-(Kadıköy-Kızıltoprak)

Garmin yol bilgileri BelgradOrmanı-Gümüşdere

Tur tarihi: 16 Ağustos 2015
Kat edilen mesafe: 92,96 km.
Ortalama hız: 11,5 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 8 sa. 5 dk., dışarıda geçen süre 12 sa. 49 dk. 
En yüksek sıcaklık 37 ˚C, en düşük 26 ˚C, ortalama 30,2 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 953 m, kaybı (iniş) 997 m.

Haydoy'a yapılan katkı için herkese teşekkürler.




















































Foto katkıları için Levent’e teşekkürler.