12 Mart 2018

Rumelifeneri; Ocağı Kapadın Mı?

Neye niyet neye kısmet derler ya. Biz de bu pazar Şamlar diye yola çıktık kendimizi Rumelifeneri’nde bulduk. Yok, yolumuzu şaşırmadık. Ocağı kapamamışız da.

Cumartesi başlayan sis pazar da devam etti. Sabah vapurla Boğaz’ı geçmek mümkün olamadı. WA üzerinden haberleşip Marmaray’ı kullandık. Buluşmamız Eminönü Ticaret Üniversitesi önü oldu. İhsan, İnci, Kamil, Serhan ve Haluk’la. Kamil bugün, ilk kez bisikletle yürüyen merdiven deneyimini ters geri takla atarak edinmiş. Biraz sağını solunu da zedelemiş bu arada. Bu sanırım herkese oluyor. Ön gör(e)mediğin bir ağırlık dağılımı oluyor ve tutamıyorsun velespiti. Takla atan başkalarını da biliyorum. İlk başlarda biz de yüklü bisikletle yürüyen merdivende tedirgin oluyorduk. Sonra işin sırrını öğrendik. Kendini ve tekeri, ağırlıkları dengeleyecek konum ve mesafede tutmalısın. Çok yakın olduğunda ters kuvveti karşılayamıyor, ya öne ya da arkaya yuvarlanıyorsun. Bir de frenleri mutlaka sıkmak lazım. Yoksa velespiti gereksiz bir kuvvetle zapt etmek zorundasın. Ancak bu durum da ancak yaşandıkça öğreniliyor. Her şey gibi.

Serhan da ocağı açık bırakınca zorunlu dönmek durumunda kaldı. Biz de, özellikle İhsan ve İnci onu yalnız bırakmamak için turu Rumelifeneri’ne çevirdik, yani Beşiktaş üzerinden geçerek. Perşembe Pazarı’ndan geçip Beşiktaş’ta Serhan’ı alıp İstinye’den de Cenap dahil olunca 7 kişi Fener’in yolunu tuttuk.

Tarihte Bugün; 11.03.1959 - Vatan gazetesinden iktibas ettiği bir yazıdan dolayı Ankara Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanmakta olan Ulus gazetesi yazı işleri müdürü Ülkü Arman, 1 yıl 4 ay hapse, 4 bin lira ağır para cezasına mahkum edildi. Ayrıca Ulus gazetesi 1 ay süreyle kapatıldı. Bu size tanıdık geldi mi? Türkiye, 1950-1960 yılları arasında 10 yıllık bir Demokrat Parti iktidarı gördü. Menderes hükümeti, devraldığı önceki iktidarın tasarruflarıyla biriken zengin bir hazineyi ilk beş yıllık döneminde cömertçe harcayarak yarattığı refah ile ikinci dönem de seçilmeyi başardı, hem de zamanın en yüksek oy oranıyla. Ancak eldeki para bitince yaşanan ekonomik darboğazlar, siyasi çalkantılar neticesi seçimler bir yıl öne çekildi ama bu da kurtaramadı DP’yi, üçüncü defa iktidar oldu ama ciddi bir oy kaybına uğrayarak. Ülke inişe geçmişti bir kere, ödenemeyen dış borçlar, doların devalüasyonu (3 liradan 9’a çıkması), Vatan Cephesi, Kıbrıs sorunu... Tüm bunları dile getiren muhalif basına yönelik baskı uygulamaları başladı. Ulus, Akis, Dünya, Kim ve Demokrat İzmir'in matbaaları kapatıldı. Yetmedi Forum, Cumhuriyet, Yeni Sabah, Milliyet kapatıldı. Böyle bir ortamda Menderes İzmir'e gitmiş̧, iktidar gazeteleri "DP kalesi" olarak bilinen İzmir'de 300 bin kişinin Menderes'i karşıladığını bildirmiş, Akşam gazetesi ise karşılanışın havadan çekilmiş bir fotoğrafını yayınlayarak kalabalığın fazla olmadığı göstermişti. Akşam aynı gün kapatıldı. Şahap Balcıoğlu, Naim Tirali ve Selami Akpınar on altışar ay hapse mahkum oldular ve cezaevine konuldular. 72 yasındaki Ahmed Emin Yalman da 15 ay 16 günlük cezasını çekmek üzere cezaevine alındı ancak daha sonra hastalığı nedeniyle serbest bırakıldı. Falih Rıfkı Atay, Bedii Faik ve Yekta Ragıp bir süre yargılandılar. Bu davalar bütün dünyada yankılar uyandırdı. Ankara'ya protesto telgrafları yağdı. Diğer yanda DP yanlısı olan basın, resmi ilanlar ve kağıt tahsisi ile desteklenmekteydi. 1950-1960 arasında 867 gazetecinin mahkûmetiyle sonuçlanan 2300 basın davası açılmış, sadece 1956-1960 arasındaki dört yılda gazetecilere tam 57 yıllık hapis cezası verilmişti. Tarih tekerrürden ibaret olabilir mi?

Sarıyer’de verilen bir çay molası sonrası Cenap bizi yeni bir yoldan çıkardı; Havantepe. Genelde ya Rumelikavağı’ndan çıkıyoruz, ya da burasını dik bulanlar Maden yokuşundan. Arada bir yol daha vardır, mezarlığın yanından çıkar ki ben orasını daha hafif olsa da trafiğinden dolayı pek sevmem. Ama Havantepe’ye tırmanış ilk başta biraz dik gelse de sonra kıvrıla kıvrıla çıkması nedeniyle çok daha mülayim. Hem de hiç trafiği olmayan bir yol.

Sonrası mâlum, Rumelifeneri’ne kadar Koç Üni önünden kayar gidersin. Havanın güzelliği pek çok bisikletçiyi de yollara dökmüş. Fener de herkesin rotası olmuş. Gruplar halinde, zamana karşı şeklinde vın vın yanımızdan/karşımızdan geçtiler.

Sabah boş olan yollar öğleden sonra doldu taştı. Pide Ban’da kuyruk uzundu, sıra gelmesi bir saat sürebilirdi. Hemen yakınındaki Bilice börekçisine yerleştik, karnımızı güzelce doyurduk. Bolca da konuşulmamış konuları paylaştık. Bahar turları, yeni bisikletler, sinema filmleri...

İstinye Kamil ve Cenap’ın ayrılma, bizim de vapura hızla pedal basma noktamız oldu. Serhan’ı geride bırakıp ancak 17.15’e yetişebildik. Anadoluhisarı, Bebek ve Ortaköy aşılacak gibi değil. Kaldırım, ters yön, slalom, ortadan gitsek bile bazı noktalar bize bile yol vermedi. Hele yuttuğumuz egzoz :((

Gemide tanıştığımız genç bisikletçi Selin Hanım ile Kahve Dünyası’nda sohbet eşliğinde içilen kahve ile biraz enerji kazanıp evli evine köylü köyüne diyerek yollarımızı ayırdık.

Uzundur bu mesafeleri sürmemiştim, yorulmuş olarak eve dönmüş oldum.











Rumelifeneri; Ocağı Kapadın Mı?: Dudullu-Ayrılıkçeşmesi-(tren) Eminönü-Sarıyer-Rumelifeneri-Sarıyer-Beşiktaş-(gemi) Kadıköy-Dudullu

Tur tarihi: 11 Mart 2018
Kat edilen mesafe: 103,74 km.
Ortalama hız: 15,2 km/sa.
Bisiklete biniş süresi 6 sa. 48 dk., dışarıda geçen süre 11 sa. 33 dk.
En yüksek sıcaklık 23 ˚C, en düşük 7 ˚C, ortalama 14,8 ˚C
İrtifa kazancı (çıkış) 1572 m, kaybı (iniş) 1578 m.
En düşük irtifa 0 m., en yüksek 224 m.





















Bu bölgeye yapılmış geziler RumeliFeneri, "Yolsuz", RumeliFeneri, 10 Kasım